Yatacak yeriniz var mı?
Kaygılıymışlar... Asgari ücretin bin 300 liraya çıkarılacak olması ekonomik dengeleri bozarmış... Böyle söylüyor kimi işverenler. Hürriyet gazetesi de bu...
Kaygılıymışlar... Asgari ücretin bin 300 liraya çıkarılacak olması ekonomik dengeleri bozarmış...
Böyle söylüyor kimi işverenler.
Hürriyet gazetesi de bu işverenlere “sözcülük” yapıyor.
Efendim, çok kötü olurmuş. Hükümet sorumsuzca böyle vaatlerde bulunamazmış. İşçi çıkarmak zorunda kalırlarmış. Bulgaristan’a, Moldova’ya kaçarlarmış... Asgari ücretin ne olacağına hükümetler değil, piyasalar karar verirmiş...
Doğrusu da bu...
Serbest piyasada, ücret, “piyasa dengeleri” içinde belirlenir. İş gücü eksikliği söz konusuysa, ücret yükselir... İş gücü fazlaysa, ücret düşer... Piyasa böyledir. Vahşi kapitalizm bunu gerektirir. Berbat bir durumdur ama böyledir.
Bunu, kimi işverenlere tercümanlık yapan Aydın Doğan’ın Hürriyet gazetesi de söylüyor.
Doğrusunu söylüyor...
Hükümet, kamuda ücretin ne olacağını belirler. Hakkıdır. Kamu çalışanları için kesenin ağzını açar. Bol keseden dağıtır. Bunun (varsa) siyasi bedelini de öder ama “piyasa”ya karışamaz.
Doğru söylüyorlar da, bu doğruyu seslendirmek için neden bu kadar beklediler?
Kemal Kılıçdaroğlu bol keseden “savururken” susmuşlardı.
Evet, “savururken...”
Hangi kaynaktan sarf edeceğini açıklayamadığı parayla emekliye iki maaş ikramiye verecekti, asgari ücreti makulün üzerine çıkaracaktı, mazota yüksek sübvansiyon uygulayacaktı (2 liraya mal ettiği mazotu 1.5 liraya satacaktı; bir zamanlar genel müdürlüğünü yaptığı SGK’da da böyle yapmış, devleti batırmıştı), piyasayı paraya boğacaktı.
Kılıçdaroğlu savururken, Aydın Doğan’ın Hürriyet’i, “Bir dakika! Ne oluyor? Kimin parasını kime veriyorsun? Bu vaatler ekonomide dengeleri bozar. İşvereni zor duruma düşürür! Yatırımcıyı Bulgaristan’a, Moldova’ya kaçırtır” demedi.