Adalet sıralaması
Dipnot niyetine: Ülkeleri fert başına millî gelirlerine göre sıraya dizebiliyoruz. İhracat rakamlarına göre dizebiliyoruz. Ülkelerin üniversitelerini belli kriterlere göre sıraya dizebiliyoruz. Çok adilâne bulmasak da...
Dipnot niyetine: Ülkeleri fert başına millî gelirlerine göre sıraya dizebiliyoruz. İhracat rakamlarına göre dizebiliyoruz. Ülkelerin üniversitelerini belli kriterlere göre sıraya dizebiliyoruz. Çok adilâne bulmasak da insan hakları deyip sıraya diziyoruz. Yaşanılabilir şehirler deyip sıraya diziyoruz. Basın özgürlüğü deyip sıraya diziyoruz. Şeffaflık deyip sıraya diziyoruz. Adil yargılama, kılı kırk yarma işleri nasıl sıraya dizilir? Almanya'daki mahkemeler mi daha adil, S. Arabistan'daki mi? Katar mı, İngiltere mi? Afrika'daki filan ülke mi? ABD mi? Adaletin millî gelirle bir bağı var mı?
............................
İyi öğretmen, iyi doktor deyince bir şeyler anlayabiliyoruz.
İyi hakim, iyi savcı yahut başarılı bir hakim başarılı bir savcı deyince ne anlamalıyız?
İyi doktora gidebilirsiniz, iyi öğretmeni tercih etmenin bir yolunu bulabilirsiniz..
İyi hakime iyi savcıya gitme ya da tercih etme şansınız var mı?
...
Hastaneye gittiğiniz zaman sağlık hizmeti satın almış oluyorsunuz.
Alternatifi var.
Yabancılar da gelirse, rekabet olursa kalite artar, standart yükselir beklentisi var.
Davacı olarak mahkemeye gittiğiniz zaman talep ettiğiniz şeyin adı ne?
Bir adı varsa bu hizmeti en iyi şekilde almak için diğer hizmet ve ürünlerde olduğu gibi, yabancılar da piyasaya girerse.. rekabet olursa.. alternatifler çoğalırsa standart yükselir diyemeyiz.
Her ne yapacaksak kendimiz yapacağız.
Peki ne yapıyoruz?
Bu iyi hakimle, iyi savcı ile aşılacak bir konu mu?
Bir gün bizde de başka ülkelerde gördüğümüz gibi önemli davalar üç celsede karara bağlanabilecek mi, böyle bir hedefimiz var mı?
On sene önce bu soruyu bana sorsaydınız, 'bu hizmetlere millî gelirden daha fazla pay ayırmak lazım'la başlar bir sürü şey sıralayabilirdim.
Sonra şunu fark ettim. Kayıtdışılık bizim ülkemizde nasıl ki bir zaruret ise.. Bu yapı için de yargının işleyişinin de hantal olması, işlerin sürüncemede kalması, davaların yıllarca sürmesi bir zaruret.
Netlik, kesinlik, berraklık.. tam karşılamıyorsa tutarlılık veya tıkır tıkır işleyen bir yargı sistemi, mevcut yapının işine gelmez. Sistemin çelişkileri absorbe edilemez.
Her şey altüst olur.
Bu problem mahkemelerin yükünü azaltmak için sayılarını artırmakla, daha çok para ayırmakla, altyapı eksiklerini tamamlamakla personel sayısını üçe beşe katlamakla aşılamaz.
Ekonominin yarısının kayıtdışı olmasını hangi sebeplerle normal sayıyor, zımnen rıza gösteriyorsak bu hizmetlerin sürüncemede kalması da aynı sebeplerle oluyor.