Haliç o zamanlar kokuyordu.
Yıllar önce, Milliyet gazetesi o devrin şöhretleriyle seri röportajlar yapmıştı.Konu Türk futboluydu, herkese aynı sorular soruluyordu. Cevaplar da genellikle tek cümlelik oluyordu.Röportaj yaptıkları isimler arasında Necip...
Yıllar önce, Milliyet gazetesi o devrin şöhretleriyle seri röportajlar yapmıştı.
Konu Türk futboluydu, herkese aynı sorular soruluyordu. Cevaplar da genellikle tek cümlelik oluyordu.
Röportaj yaptıkları isimler arasında Necip Fazıl da vardı.
O röportajın son cümlesini hiç unutmuyorum. Türk futboluyla ilgili sorular bitince şöyle sormuşlar:
-Peki üstadım Türk güreşi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Cevap:
-Haliç’in neresinden bir bardak su alıp tahlil ettirseniz hepsinin sonucu aynı çıkar.
....
Bende Bileşik Kaplar Kanunu takıntısı var.
Bunu zaman zaman hatırlatırım. Bir ülkenin adliye sistemi eh işte ise polis teşkilatı fevkalade olmaz. Jandarma mükemmel ama polis eh işte olmaz.
Yahu biz üniversite işini çok beceremedik ama savunma sanayiinde çok yol katettik de olmaz.
Diğer işlerimiz neyse ne de ordumuz NATO'nun ikinci büyük ordusu da olmaz. Kastedilen asker sayısı ise Kuzey Kore bir numara.
Eğitimin neyse sağlığın, sağlık sistemin odur. Mahkemen neyse karakolun odur. Üniversiten neyse savunma sanayiin odur. Savunma sanayiin neyse ekonomin odur. AR-GE'n ne hâldeyse istihbaratın o hâldedir.
Üstelik bu iş parayla olacak iş de değildir. Öyle olsa petrolü olan ülkeler, iyi günlerinde dünyanın en iyi istihbarat teşkilatlarını kurarlardı.
Kurabileni var mı?