Hüsranla biten hikâye..
Kemal Sunal'ın filmlerini her yaştaki insan birkaç defa seyretmiştir.Repliklerini ezberleyenler var.Fakat kimse neden bu kadar ilgi çektiğine dair mantıklı bir açıklama getiremez.Özel olarak alıp seyretmez ama kanallarda...
Kemal Sunal'ın filmlerini her yaştaki insan birkaç defa seyretmiştir.
Repliklerini ezberleyenler var.
Fakat kimse neden bu kadar ilgi çektiğine dair mantıklı bir açıklama getiremez.
Özel olarak alıp seyretmez ama kanallarda rastladığı zaman bakmadan da edemez. En az üç jenerasyon ortak dili gibi olmuştur.
....
Geçen gün Kemal Sunal filmleri gibi akılda kalmayı hak eden bir film seyrettim.
Aslında film bile denmez.
Ama o konuyu o hâliyle işleyen adamı tebrik etmek lazım.
Filmin başrolünde İlyas Salman var.
Seyirciye sempatik gelmeyen bir isimdir.
Bu film onun adıyla anıldığı için bahsettiğim insanlar dudak büküyor..
Filmin konusu kısaca şöyle:
Almanya'ya ilk işçi kafilesinin gönderildiği yıllarda köyünde itibarı olmayan, sevilmeyen, hor görülen bir adam (İlyas Salman) bir hile yaparak başka birinin evrakıyla Almanya'ya gidiyor.
Orada düzenli bir işe giremiyor.
Fakat yemeyip içmeyip 8-10 senelik sefaletten sonra biriktirdiği parayla eski bir Mercedes alıp köyüne dönmeye niyet ediyor.
O Almanya'ya giderken burada statü sembolü sayılan o otomobiller artık yollarda bile yok.
Fakat o farkında değil.
İtibar göreceğini zannediyor.
Yol boyunca herkesle kavga ediyor.