Takrir-i Sükûn Kanunu
Huzurun sağlanması için kanun olur mu, geçmişte olmuş.Zamanın hükûmeti (1925) sıkıyönetim ilanı istemiş, Meclis kabul etmemiş.Meclis kabul etmeyince Başbakan istifa etmiş.Yeni Başbakan...
Huzurun sağlanması için kanun olur mu, geçmişte olmuş.
Zamanın hükûmeti (1925) sıkıyönetim ilanı istemiş, Meclis kabul etmemiş.
Meclis kabul etmeyince Başbakan istifa etmiş.
Yeni Başbakan sıkıyönetimsiz huzuru sağlarım demiş sağlayamamış. Eskisi tekrar gelmiş. Meclisten huzurun sağlanması için bir düzenleme talep etmiş.
Böylece üç maddelik, "Huzurun sağlanmasına dair kanun" Meclisten geçmiş.
1. maddesi:
İrticaa ve isyana ve memleketin nizam-ı ictimaisini (toplumsal düzenini) ve huzur ve sükûnunu ve emniyet ve asayişini ihlale bâis (bozmaya yönelik) bilumum teşkilât ve tahrikat ve teşvikat ve teşebbüsat ve neşriyatı (örgütlenmeleri, kışkırtmaları, yüreklendirmeleri, girişimleri ve yayınları), Hükûmet, Reisicumhurun tasdikiyle ve re'sen ve idareten men'e mezundur (kendi başına yasaklamaya yetkilidir).
İki sene sonra huzurun devamı için kanunu iki sene daha uzatmışlar:
"8 Şaban 1343 ve 4 Mart 1341 tarih ve 578 numaralı Takrir-i Sükûn Kanununun ikinci maddesi aşağıda yazıldığı gibi tadil edilmiştir:
İşbu kanun 4 Mart 1927 tarihinden 4 Mart 1929 tarihine kadar mer'iyülicradır."
Mecliste kanunun yürürlük tarihi değiştirilirken, hükûmetin bize iki yıl daha lazım talebi görüşülürken İsmet İnönü söz alarak; en önemli tehlikenin aslında Şeyh Sait İsyanı ile ortaya çıkan fiilî hareket olmadığını, asıl tehlikenin "memleketin umumî hayatında hâsıl olan teşevvüş (karışıklık) ve tezebzüb (kararsızlık)" olduğunu söylemiş.
Paşa'ya göre, Takrir-i Sükûn Kanunu "bu müşevveş (karışık) hakayık-ı eşyayı görmek için memleketin üzerine gerdiği kalın dumanı izale (ortadan kaldırmak) eylemiştir." Böylece iyi ve kötü birbirinden ayırt edilebilmiştir.
Şiddetli ve sürekli alkışlar eşliğinde konuşmasını bitirdikten sonra oylamaya sunulan kanun lâyihası kabul edilmiş ve Takrir-i Sükûn Kanunu iki yıl daha uzatılmış.
....
Takrir-i Sükûn Kanununu, Nuri Yalçın'ın "Ekranlara, köşelere çok daha uzlaştırıcı bir üslup gelmesi gerekiyor. Şirret tellalı ve tüccarları artık çekilsinler piyasadan" tweeti hatırlattı.
Şirret tellallarına kalsa Takrir-i Sükûn benzeri bir düzenleme ile memleket günlük güneşlik olacak.