Amerika bu işin neresinde?
Bir yerinde olduğu kesin. Ama hangi boyutta ve neresinde, sorusunun cevabı çok net değil. İş, belki de Hükümet - Devlet cenahında Çalışma Bakanı Süleyman Soylu’nun üç kere tekrar ettiği...
Bir yerinde olduğu kesin. Ama hangi boyutta ve neresinde, sorusunun cevabı çok net değil. İş, belki de Hükümet - Devlet cenahında Çalışma Bakanı Süleyman Soylu’nun üç kere tekrar ettiği şekilde “Bu darbenin arkasında ABD vardır” cümlesi kadar nettir. Kimbilir?
Bir kere ABD’nin dosyasında Mursi’yi deviren Sisi’yi desteklemek gibi bir şaibe var. Üstelik o desteğe “Demokrasinin geleceğini korumak” gibi bir gerekçe eklemişler.
Bu mantığa dikkat etmek lazım.
Bir ara bizde de “Şeriat mı darbe mi?” tartışmaları yaşandı ve bazı çevreler tarafından “Şeriatın geleceği kesinse darbe meşrudur” dendi, hatırlanacaktır.
Bir ara bizde de Refah Partisi ile ilgili olarak “İktidara geldiğinde demokrasiye son verecek olan bir siyasi parti demokrasinin nimetlerinden yararlanmalı mı?” konusu tartışıldı, hatırlanacaktır. Refah Partisi’nin kapatılma gerekçeleri arasında bu mantık da bulunuyor.
Ve bir ara bizde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Demokrasi ve ray” metaforu epey spekülasyona yol açtı, hatırlanacaktır.
Fethullah Gülen Amerika’da. Ve Amerika, Türkiye’nin “iade veya deport” talepleri karşısında ayak sürüyor. Neden?
Şu son darbe girişiminin Gülen hareketinin TSK bünyesindeki yapılanması ile bağlantılı olduğu gün gibi aşikar.
Böyle bir girişimin gelişmesinden Amerika’nın haberdar olmaması ise ihtimal dışı.
ABD medyası, daha şimdiden darbe girişiminin kendisi ile değil, Tayyip Erdoğan’ın girişim sonrası yapacağı icraatı sorgulamakla ilgileniyor.