Bu unvan da yakındır!
19 Mayıs 1919’un özü-özeti Gençliğe Hitabe’dir. Destansı bir sesleniş, bir kitabedir. Devletin kurucusunun vasiyetnamesidir...
Anlatımın zenginliğini, şiirselliğini, ifadenin derinliğini, daha iyi hissetmek için belki biraz Osmanlıca sözlük bilgisi de gereklidir.
100 yıl önceki şu basirete, şu ferasete bakar mısınız?
“Bütün bu şerâitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler.
Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.
Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.”
*
Çok şükür milletimiz fazla fakr ü zaruret içinde değil...
Ve iktidara sahip olanlar da açık bir hıyanet içinde değil...
Ama fazlasıyla gaflet ve çokça dalalet içinde oldukları da açık!.
Bu yüzden de milletin en azından yarısı bin türlü hukuksuzluğa, türlü hoyratlığa maruz kalmaktan harap ve bitap düşmüş durumda.
Bu nedenle de çoğu kez yanlış söylenen, “bedhah”ı açmanın tam yeri ve zamanı.
“Bedhah, kötülük isteyen, kötü yürekli, kötü dilekli (TDK).”