Damatname...
Onun gönlü bir tuhaftır. Gönlünü siyaset pazarına sürmesi bundan. İstanbullu tuhaflığa hiç oy verir mi?
Bugün 35. gün doluyor, o ise hâlâ oy verdiğini sanıyor; saydırıyor da saydırıyor!
Denizde kum onda tuhaflık.
En tuhafı da, çocuklarından çok damadına hayranlığı! Amerika’larda okuttuğu, vakıflar, dernekler kurup gemilere vesaireye mükerreren sahip olmuş gül gibi dört evladı dururken, devletin kasasını Damat’a teslim etmesi tuhaftan da acaip bir şeydir.
Parantez açmanın ise tam yeridir: (Alçak FETÖ’nün “Sıfırladın mı oğlum!” iftirasının etkisinde kalıp, bu kez sanki ülkenin maliyesini, Hazine’sini “sıfırlama işini” topyekûn damada vermiş gibi bir manzara içindeyiz. Allah muhafaza.) Rahmetli anneciğine olan sevgisini ilan etmesi çok hoştur. Ama nedense babasını andığına hiç tanık olamıyoruz!
Bu acaba, cennet üzerinde babaların hiçbir tasarrufu olmamasından mıdır?
***