Fatiha hak eden ABD Başkanı...
Herbert Hoover ismini R.Tayyip Erdoğan belki de hiç duymamıştır, ama danışmanları bu satırları kendisine aktarırsa, ABD’ye ilk gidişinde Mr. Hoover’in mezarını ziyaret edecek... Ve tercüman...
Herbert Hoover ismini R.Tayyip Erdoğan belki de hiç duymamıştır, ama danışmanları bu satırları kendisine aktarırsa, ABD’ye ilk gidişinde Mr. Hoover’in mezarını ziyaret edecek... Ve tercüman refakatinde mutlaka kendisine bir fatiha okumak isteyecektir.
***
1929 Büyük Buhranı sırasında Amerikan Başkanı idi.
Ekonomik kriz ve ikinci kez seçilmek için girdiği seçimi kaybetmesi dahil, ülkedeki tüm olumsuzlukların nedeni olarak, o da hep medyayı görüyor ve gösteriyordu.
Öfkesini bir gün şaka ile karışık şöyle ortaya koyması ile ünlenmişti:
“Amerikan başkanlarına, hiç gerekçe göstermeden, yılda iki gazeteciyi öldürme hakkı tanınmalıdır!”
O da bizimki gibiydi.
Gazeteciliğe bir itirazı yoktu.
Bütün öfkesi, “basın özgürlüğüne!” idi!..
Kayıtlara geçmemişti. Ama belki de tarihin yabancı uyruklu ilk “Türk Tipi Başkan”ı idi.
Böyle bir başkan İngilizce bir fatihayı hak etmez de kim eder?
***
Hukuka, demokrasiye boş veren, kafasına göre takılan bir iktidarın en büyük hasmı siyasi muhalefetten çok hep gazeteciler oldu.
Mesleği mühendislik olan Mr. Hoover’in, medyayı toptan silip süpürmeyip de “yılda sadece iki gazeteci” demesi hiç rastlantı değil.
Çünkü gazeteci milleti genellikle, iktidarların başına ikişer ikişer bela oluyorlar:
Nixon’un rakip partinin genel merkezini dinlettiðini de iki gazeteci ortaya çıkarmıştı (Washinton Post; Carl Bernstein - Bob Woolward).