İşte mermer işte kafa!
Yunanlılar aynen böyle diyor. “Na to marmari, na to kefali!” “Na”nın anlamı “işte”. “To” ise “bu” demek. Yani Nato ile ilgisi yok. Biz ise asker-millet, sadık-müttefik olduğumuz ya da NATO...
Yunanlılar aynen böyle diyor.
“Na to marmari, na to kefali!”
“Na”nın anlamı “işte”. “To” ise “bu” demek. Yani Nato ile ilgisi yok.
Biz ise asker-millet, sadık-müttefik olduğumuz ya da NATO sevdamızın özeleştirisi için mi nedir, “nato mermer, nato kafa” diyoruz.
İhtilal yaparken, demokrasiyi, hukuku darp ederken de NATO diyoruz!
Ülkemizde kural, darbeyi “NATO’ya, CENTO’ya bağlıyız!” yapmaktır. (1979’da CENTO dağıldı da bağımlılık miktarımız biraz azaldı.)
FETÖ’cüler 15 Temmuz gecesi başarılı olamadı. Çünkü TRT’yi ele geçirdiklerinde “NATO’ya bağlıyız!” demeyi unuttular. Belki de yalan söylemek istemediler.
Zira NATO’nun en güçlü kanadına yani Atlantik ötesine bağlı idiler.
***
Bugünlerde NATO yine gündemde. Bu kez darbe ile değil, “Ergenekonvari bir harekât senaryosu” ile gündemde.
TSK’nin süngüsünü düşüren, hava kuvvetlerini neredeyse tamamen tasfiye eden bahane Fatih Camisi’ni bombalama senaryosu idi.
Bu defa da hedefe Atatürk ile Erdoğan konulmuş.
Yani milletin yüzde 100’ü.
NATO demek, senaryo demek! Benzer bir senaryo ile NATO’nun en büyük ikinci ordusunun Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları yüzlerce subayı hapislere tıkıldı.
NATO karargâhından, “Hoop ne oluyor!?” diyen çıkmadı!
Acaba “senaryo” onaylı olduğu için mi?
***
Bu kez senaryo daha da ilginç:
Norveçli ama önce Türk (veya Kürt) asıllı olduğu söylenen bir teknisyen internetten resim ve büstü “imha edilecek düşman” diye hedefe koymuş.
Bizim subayların artık gözü açıldığı için olmalı, “yanlışlık” ortaya çıktı.
Acaba bu da mı “yarım kalan bir darbe” senaryosu?
Darbeler yarım da kalsa mağduriyet yaratıyor.
Mağduriyet ise seçim başarısı!
Atatürk ebedi manevi liderimiz. Başarıya ihtiyacı olan ise Erdoğan.
İkisini eşdeğer ve özdeş saymak neyin nesi? Madem senaryo çağında yaşıyoruz.
Akla her şey gelebiliyor:
“NATO, Cumhuriyet savcılarımızın deyimiyle, acaba millete ‘subliminal mesaj’ yüklemesi mi yapıyor?”
Hem de tam Erdoğan’ın, Atatürk aşkının depreştiği bugünlerde.
***