Sürpriz anıları ile Ecevit

Gitan-jali, Hintçe “ruhun sunumu” demek. Tagore’un bu ünlü ilahisini Türkçeye çevirip kitaplaştırdığında lise öğrencisi idi. O tarihten altmış dört yıl sonra Danıştay...

Gitan-jali, Hintçe “ruhun sunumu” demek. Tagore’un bu ünlü ilahisini Türkçeye çevirip kitaplaştırdığında lise öğrencisi idi.
O tarihten altmış dört yıl sonra Danıştay saldırısında şehit olan Mustafa Bilgin’in cenaze töreninde rahatsızlandı. GATA’da uzun bir uykuya yatırıldı.
Bu uykunun bir “gitan-jali” olacağı acaba kendisine 17 yaşında iken ayan mı olmuştu da “ruhun sunumu” ilahisine merak salmıştı.
İşte Ecevit’in Türkçesinden o satırlar:
“- Bu ayrılış gününde bana bol şans dileyin, arkadaşlarım! Beraberimde ne götüreceğimi de sormayın. Seyahatime boş eller ve ümit eden bir kalple çıkıyorum.”
Doğada nefes alıp veren-veremeyen her varlığın bir ruhu var. Vakti saniyesi geldiğinde o ruhun sonsuzluğa “sunulması” kaçınılmaz.
Kuran bu gerçeği “Her canlı ölümü tadacaktır” diye ilan ediyor. Tayyip Bey de bu ayetten çok etkilemiş olmalı ki, İstanbul’un reisi olduğunda Zincirlikuyu Mezarlığı nizamiyesine yazdırdı. Keşke şimdi de İlber Hoca’nın önerdiği üzere, Külliye dahil tüm makam koltuklarına yazdırsa. KHK’yi ilk kez böyle bir hayır için de kullansa...

***

Mehmet Çetingüleç ve eşi Tülay, İstanbul basınına hep mesafeli olan Ecevitler’in güvenini ve dostluğunu kazanmış az sayıdaki Ankara gazetecilerinden...
Ecevit’in siyasetten ayrılmasını izleyen dönemde kapsamlı bir TV belgeseli hazırlamak üzere Ecevitler’in kütüphane evinde üç yıl kadar onlarla birlikte çalıştılar.
Ancak belgeselin maddi yükünü üstlenecek TRT dahil bir sponsor bulunamadı.
Sonunda bunun “veda söyleşisi” olarak bir kitaba dönüştürülmesine karar verdiler. Geçen hafta Doğan Grubu’nun piyasadan çekildiğinin açıklandığı gün “Ecevit’in Anıları” da Doğan Kitap’tan piyasaya çıktı.

***

Tayyip Bey ile Ecevit’in kıyaslanması elbette abesle iştigal. Erdoğan’ın tek derdi - tek tasası Atatürk! Neyse ki Ata’nın iktidardaki süresini üç gün önce solladı. İnşallah artık rahatlamıştır:
Tam 5 bin 495 gündür başımızda imiş! Saate vurursak, 131 bin 808 saat ediyor. Acaba bu sürenin kaç bin saati nutuk atarak mikrofon ve kamera karşısında geçti? Keşke RTÜK bunu saptasa da “dünyanın en konuşkan lideri bizde!” diye sevinsek!
Ecevit’in anıları yakın tarihimize ışık tutan bilgilerle dolu.
Örneğin CHP’nin kendisinden önceki liderleri Atatürk - İnönü farkını şöyle anlatıyor:
“(1960’lı yılların sonu) Türk Tarih Kurumu’ndaki toplantıda, İnönü kendisi ile Atatürk’ü şöyle kıyasladı: Aramızdaki çok önemli fark; ben bir konuda karar vermek için yüzde 90 emin olmak isterim. Atatürk ise yüzde 10 olasılık dahi görse, o olayın üzerine yürür, gerçekleştirmeye çalışırdı.”
Ecevit, kendisi hakkında bir yüzde vermiyor. Ama Atatürk ile İnönü’nün bu kadar farklı düşünmelerinin ülkenin yararına bir denge sağladığına dikkat çekiyor.
Peki Ecevit hangisini örnek almış?
“Hep Atatürk’ü örnek aldım. Yüzde 10 olasılık dahi görsem, olayların üzerine gittim. Ancak karar vermeden önce iyice tetkik ettim. Konunun uzmanlarıyla görüştükten sonra harekete geçtim.”
Türkiye’de solun dinsizlik gibi gösterilmesinin maddi bir dayanağı olmadığına dikkat çekiyor.
- Sol “inançsızlık” olamaz. Öyle olsa yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede sol yaşayamaz ve CHP yüzde 41.4’lere varan oy oranına ulaşamazdı.. Türk toplumu dine bağlıdır ve hayatında dinin önemli bir yeri vardır. Bu bağlılıkla laikliği uzlaştırmak çok önemli.”
Bu dönemin dünya liderleriyle “üniforma” üzerinden karşılaştırıyor:
Hitler asker değildi, Mussolini askerlikten kaçıp ülkesini terk etmişti. Franco da asker değildi. Stalin ise başçavuştu. O dönemin büyük zaferler kazanmış tek gerçek askeri sadece Mustafa Kemal’di. Asker olmayanların hepsi üniforma kullanırken, Mustafa Kemal ‘mareşal’ üniformasını çıkarıp, parlamenter sisteme hayat kazandırdı. Savaşmaktan çok diplomasiye önem verdi. Bu, onun müthiş devlet adamlığını gösteriyor...”

***

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Açılım deyip geçilmez! 17 Kasım 2024 | 60 Okunma 10 Kasım ve Kehf Suresi 10 Kasım 2024 | 2.091 Okunma Ey ruhumun ruhu... 03 Kasım 2024 | 93 Okunma Rastlantı 27 Ekim 2024 | 73 Okunma Tek şer 2 hayır 20 Ekim 2024 | 106 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar