TBMM cüzziye olamaz!
Anayasa hukukçusu Prof.Dr. Ergun Özbudun’a bir yemekte sormuştum: “Hocam, ‘değiştirilmesi teklif dahi edilemez’ maddelere bir madde daha eklense, ‘Vatandaşı eşek yerine koymak ağır cezalık bir...
Anayasa hukukçusu Prof.Dr. Ergun Özbudun’a bir yemekte sormuştum:
“Hocam, ‘değiştirilmesi teklif dahi edilemez’ maddelere bir madde daha eklense, ‘Vatandaşı eşek yerine koymak ağır cezalık bir suçtur’ denilse, hem demokrasimiz hem de halkımız çok sağlam bir güvenceye kavuşmaz mı?”
“Olabilir. Ama o ifade ile değil!” dedi.
Anayasaya birçok madde eklendi. Türk Tipi Başkanlık’a yatay geçiş yaptık. Ama böyle bir madde eklemeye cesaret eden çıkmadı.
Bu yüzden de önce iktidar, çoğu kez yüksek yargı, yeri gelince YSK, hatta bazen de muhale fet; halkı, çok afedersiniz, eşek yerine koymaya devam ediyor...
Binali Bey’den sonraki en vazgeçilmez devlet adamımız İsmet Yılmaz son örneği veriyor:
“AK Partili adaya oy vermek mahşerde beraat belgesidir!”
Kendisi TBMM Başkanı, Milli Savunma ve Milli Eğitim Bakanı bile oldu.
Şimdiki hedefi de herhalde Diyanet İşleri Başkanı falan olup, cennette tapu tahsis belge si dağıtmak.
Nasıl olsa vatandaşı eşek yerine koymak da cennette yer vaat etmek de suç değil.
***
“Külli”nin karşısında “cüzi” ne ise; Külliye’nin karşısında da “Cüzziye” yani TBMM odur. Laiklikten daha fazla yıprattıkları İslami teminoloji ile ifade edersek “cüzi irade, insani iradedir, sınırlı ve sonludur”.
“Külli irade ise ilahi iradedir, sonsuz ve sınırsızdır.”
“İsraf ve kibir anıtı” için Külliye kavramı boş yere seçilmemiştir.
Kimi putperest zirzopların “Ona dokunmak ibadettir” falan demeleri belki de sabahtan akşama külli bir bilinçaltı yüklemesine maruz kalmalarındandır.
Ayrıca Erdoğan da, stratejik müttefiki Bahçeli de haklıdır.
Bu seçim bir beka sorunudur:
İnananlar için, Allah’tan sonraki en güçlü irade, millet iradesi ve milletin egemenliğidir. Katakulli ile denilmese de kıl payı ile Külliye’ye kayan bu iradenin bu seçimler sayesinde “millete”, TBMM’ye geri dönmesinin yolu açılacaktır.
“Millet İttifakı” sözü gerçekten yerli yerindedir. Müttefikler de keşke bunun tam bilincinde olsalar ve öyle davransalar...
***
Odalarında neler oluyor Allah bilir. Ama salonları çok amaçlı karnaval alanı gibi. Özel sektöründen devlet bürokrasisine, muhtarından müsteşarına sürekli bir bahane yaratılıyor. Yüzlerce ve binlerce insanın huzura çıkması sağlanıyor. Ki Reis’e de irşat olanağı doğsun.
CHP İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu gibi ayağı ile gelen meraklıları da var, Fazıl Say gibi ustaca davete maruz bırakılanlar da...
Tek amaç Arap şeyhlerini bile kıskandıran bu israfa, debdebeye, tantanaya meşruiyet kazandırmak ve bu yapıya “halka açık görüntüsü” vermek.
Oysa sabaha kadar halka bedava kelle paça ve kokoreç servisi yapılsa, aylık harcamaları internetten ilan edilmedikçe Külliye halkımızın sırtında ekonomik ve politik bir kambur olmaya devam edecektir.
Ama bu görüntüyü hafifletmenin bir iki yolu denenebilir:
Madem dava mava açılmadı görevden alınan ünlü-ünsüz AKP’li belediye başkanları ile 17-25 Aralık sürecinde dolar dolu ayakkabı kutuları ile ünlenen sayın bakanlara “Afiyet olsun!” plaketi ve beratı dağıtılabilir.
***