Tramvay kumarı
Evet’ten umut kestiği için mi nedir, “Balkona çıkmayacağını” dünden ilan etti. Bunu, hayra ve Hayır’a alamet sayanlar da, var saymayanlar da... Bendeniz...
Evet’ten umut kestiği için mi nedir, “Balkona çıkmayacağını” dünden ilan etti.
Bunu, hayra ve Hayır’a alamet sayanlar da, var saymayanlar da...
Bendeniz sayanlardanım!
FETÖ’cü zebanilerin elinden örümcek ağı benzeri bir mucize kurtulduğunu anlatırken şirk yolunu bizzat kendisi açmıştı.
Ancak bizimkisi haşa, sadece kuru bir teşbih!.
***
Balkon konuşması yapsaydı bu kaçınılmaz olarak bir “Veda Hutbesi” olacaktı.
Elbette “Veda” ile “Tayyip” ismini yan yana düşünmek birçokları için ne yazık ki şirke yakın bir günah?
Ama günah saymayanlar da var.
Bunlar Binali Bey’in İzmir’de “Evet diyenleri öpeceğiz” sözünden gıcık alan “Hayırcılar”!
Cumhurbaşkanı’nın “Balkona çıkmama” sözüne karşı Başbakan’ın “öpme” sözünün sonu da hayırlara vesile olacaktır.
Çünkü bu konuda Kuranıkerim’in müjdesi çok büyük.
“… Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.” (Bakara Suresi, 216)
Bu ayete itirazı olan sayın okurlarımız varsa bunu da Sabık Başmüzakereci Bakanımız Egemen Bey’le Twitter’da tartışsın.
***
Referandumun böylesi aslında siyaseten tam bir “demokrasi tramvayı”dır.
Tayyip Bey, bu tramvaylı açıklamayı ilk kez 21 yıl önce arkadaşımız Nilgün Cerrahoğlu’na yapmıştı.
Ve eklemişti:
“Demokrasi bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz...Demokrasi amaç değil araçtır”.
Ve o, 14 Temmuz 1996 tarihinden beri tramvayın nerelerden geçip nerelere gideceğini heyecanla ve merakla milletçe bekler olduk.
İşte bugün o gündür.
“Evet” çıkarsa arkasına bakmadan inecek....
Kendi bildiği hiç yürünmemiş ya da kimilerince çok yürünmüş dikenli uçurumlu yollara düşecek... Milleti de arkasından sürükleyecek.
“Hayır” çıkarsa bu kez tramvaydan kendisi inmeyecek. Ama ilk durakta ve uygun bir fırsatta kolundan tutulup aşağıya buyur edilecek.
***
Tramvay artık ülkemiz için çok sembolik bir ulaşım aracı. İstanbul’da İstiklal Caddesi boyunca turistik çeşni olarak varlığını sürdürüyor.
Genel seçimlere ve demokratik teamüllerine göre, referandum da aslında biraz çeşni.
Son zamanlarda çeşnici başı gibi oldu.
“Ya herru – Ya merru!” zihniyeti artık dünyanın malumu.
Referandumu ağzından hiç düşürmüyor. Çünkü referandum da bir tür “Ya hep ya hiç!” oyunu.
İdam cezası için de, “Referanduma gideriz!” diye meydan okuyor.
Ardından “Eyy AB!” diye uzun uzun saydırdıktan sonra, “Halkımıza sorarız!” diye kestirip atıyor.
Tüm dinler gibi, İslamiyet de kumarı yasaklıyor.
Siyasi kumar için bir yasak var mı?
Bunu “Yolsuzluk hırsızlık değildir!” diye fetva veren Külliye Muhibbi Karaman Hoca’ya sormak gerek.
Zaten kendisi de bu referandum akıllarını belli ki o cins ulemalara sorarak yapıyor.