Türk’ün jest ile imtihanı
-Kul başkasında ayıpladığı günahı işlemeden ölmez!. Hadisler böyle diyor. Eskilerin yaygın inancı da budur. Tayyip Bey, Tanrı uzun ömürler versin, acaba ahret hazırlığı mı yapıyor?...
-Kul başkasında ayıpladığı günahı işlemeden ölmez!.
Hadisler böyle diyor. Eskilerin yaygın inancı da budur.
Tayyip Bey, Tanrı uzun ömürler versin, acaba ahret hazırlığı mı yapıyor?
***
İstanbul Reisi iken, Zincirlikuyu Mezarlığı girişine malum ayeti o yazdırmıştı.
“Her canlı ölümü tadacaktır.” (Ayetin, “Külli nefsin zaükatül mevt” tam meali “Her nefis (ruh) ölümü tadacaktır”dır. Maydanoz da canlı. Ama nefsi, ruhu yok!.)
Uzunca bir süre koalisyonları lanetledi.
“Koalisyon millet için şerdir” dedi durdu.
Aslında hiç durmadı. “Tek Adamlığa giden yolu” bu söylemleriyle döşedi.
Baktı ki bu yolun sonu çıkmaz. Bu kez kurtuluşu kendisi gibi, kendi ölçeğinde, o da tek adamlık tutkunu Bahçeli ile koalisyonda buldu.
Günah dediği fiili, şimdi iştahla, coşku ile onunla birlikte işliyor. İkisi de tam birbirlerine göreler. Hem öfkeli, hem hoşgörülüler. İkisi de nükte, latife hatta tebessüm yoksuludurlar.
Biri diğerine sokakta söylense, kan çıkacak sözler söylemekte mahirdirler:
“Bak sayın Erdoğan, (...) benim böyle bir beyanatım varsa ve sen de bunu açıklayamaz isen, tekrar ediyorum, alçaksın, şerefsizsin. Sen nasıl bir Müslümansın? Hadi Cumhurbaşkanı olmanı geçtik de, nasıl bir insansın?” (02.06.2015 Milliyet)
Benzer sözleri Cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir siyasi lider bir başka lider için söylemedi.
Böylece birlikte tarih yazdılar.
Bahçeli, belli ki Erdoğan’ın daha önce kendisi için söylediği “Zürriyetsiz, çoluk çocuk aile nedir bilmez!” sözlerinin intikamını alıyordu.
Gençler sosyal medyada birbirlerine sorup duruyorlar:
“Biri size ‘Irkçı, alçak, adi, namert, aile nedir bilmez, çoluk çocuk nedir bilmez, ... acınacak halde, kafatasçı, zürriyetsiz!’ derse ona dostum der, ittifak kurar mısınız? (Ekşi Sözlük)
Bunlar toy, cahil çocuklar. Ülkemizdeki güncel siyasetin ve “ebed müddet” lider olma aşkıyla yanan siyasetçinin meşrebinden habersiz çocuklar.
İnşallah öyle de kalırlar.
***
Tezeğini adı değişmekle kokusu değişmez diye bir söz var Anadolu’da.
Diploma konusu derin.
“Beyan esastır!” diyelim. İkisi de “iktisadi - ticari bilim” okumuş. Ama birlikte fizik -kimya ve beka deneyine giriştiler.
“Koalisyon”,“uzlaşma”, “ittifak” gibi kavramlar uygar siya-set için elbette kaçınılmaz. Teşbih için bile tezek denemez. Sarmısak diye değiştirelim. Onlar da zaten birlikteliklerinin kokusunu değiştirmeye çabalıyorlar.
Yapıştırıcı diye de “beka”yı kullanıyorlar. Tek amaçları belediye seçimlerinden birlikte “nema” üretmek...
Reis, “Ne istediler de vermedik?!” noktasında değil. Bahçeli’nin eti ne butu ne? Ama makul “jestler” de şart.
Çünkü “Türkiye’nin bekası söz konusu!”.
Ama bir belediye AKP veya MHP’nin olmaz ise ülkemizin bekası nasıl ve ne biçimde tehlikeye girer açıklayan yok.
“Şerefsiz, alçak, zürriyetsiz” hepsinin üstüne, eskilerin deyimiyle “kasap süngeri” çekildi. “Birlikte büyümeye” yöneldiler. Koalisyon, Latince “coalitio (beraber büyüme)” anlamında bir sözcük. Resmiyeti olan, açık ve şeffaf bir ortaklık demek.
“Jest” de yerli ve milli bir laf değil. O da Latinceden evrilme Fransızca bir sözcük.
Derdini meramını el - kol - mimiklerle anlatmak gibi anlamı var. Muhteremler arada bir buluşup el kol işareti ile birbirlerine neyi nasıl anlatıyorlar ki? Ve birinin olmayacak bir isteğine, öteki “olmaz!” derken hangi el - kol jestini kullanıyor? Şahsen, çok merak ediyor insan.
Son haber, memleketi Osmaniye’yi kazansın diye Tayyip Bey’in Bahçeli’ye jest yapacağı.
“Şerefsiz, alçak!” dediği kişinin jesti ile doğduğu ilin belediyesini ancak kazanabilen bir siyasetçinin, ülkemizin bekasına nasıl hizmet edeceği hususu ise Milli Bakiye Tarihi’ne geçecek bir mevzudur.
***