Aklını kurtar!
Diyor ki “Kainat imamı”: - Genelkurmay Başkanının odasına dinleme cihazı konsun. İkinci kademe, üçüncüye, üçüncü dördüncüye, sonra “Abi”ye, oradan da kurmay yarbaya...
Diyor ki “Kainat imamı”: - Genelkurmay Başkanının odasına dinleme cihazı konsun. İkinci kademe, üçüncüye, üçüncü dördüncüye, sonra “Abi”ye, oradan da kurmay yarbaya geliyor. Kurmay yarbay alıyor dinleme cihazını, götürüp emir subaylığını yaptığı, dolayısıyla harim-i ismetine girebildiği komutanının odasına yerleştiriyor. Sonra akşamleyin alıyor kayıt cihazını “Abi”ye götürüyor.
- İşte Abi, görev tamamlandı. Kainat imamımıza bildirebilirsin. Ben sadık bir bendenizim.
Kurmay yarbay.
Okul hayatında matematikten 9 bile almamış. Yani hep 10 numara. Matematik kafası var yani, kurmay olmuş sonunda, yani genelkurmay başkanı bile olabilecek potansiyele sahip.
Ama bu adam, mesela çalınmış soruların kendisine verilmesine itiraz etmiyor. “Abiler” kafayı esir almışlar. Güt, güt, sonunda gelmiş kendi komutanını dinlemeye, kendi komutanına silah doğrultmaya.
İçinde ihaneti beslemiş, beslemiş. Hep kendisinden başkası olmuş. Hep sinsilik, hep takıyye, hep sahtelik, yani askerlikten başka ne varsa onu yapmış asker adam ve bunu, hayatının neredeyse 40 yılında böyle yapmış.
İnsanın çıldırası geliyor.
Bir insan nasıl böylesine köleleştirilir?
İnsan böylesine köleleşmeye nasıl razı olur?
Kurmay yarbay olup ergin olamayan bir insan.
Ne kurmay yarbayı, general var içlerinde.
Bu adamlar, genelkurmay başkanı olacaklar ve “Kainat İmamı”ndan aldıkları emirle memleketi savaşa sokacaklar mesela?