Alçaklığın dili
Cumhuriyet gazetesinin Hüdayi Vakfı ve Topbaş ailesi ile ilgili yayınına ne denilir, diye düşündüm. “Alçaklığın dili” en hafif tanımlama gibi göründü. Bu bir gazetecilik...
Cumhuriyet gazetesinin Hüdayi Vakfı ve Topbaş ailesi ile ilgili yayınına ne denilir, diye düşündüm. “Alçaklığın dili” en hafif tanımlama gibi göründü.
Bu bir gazetecilik değildi, habercilik hiç değildi, bu bir “karakter suikasti” eylemi idi.
Bir amacı Tayyip Erdoğan’ı vurmak, diğer amacı “Gülen Hareketi’ne nispet olsun” diye “Hüdayi Vakfı”nı vurmak olan karakter suikasti eylemi.
Gülen hareketinin trollerinin mal bulmuş mağribi gibi sahiplenmesine bakıldığında müştereken kotarılmış bir eylemdi bu.
Ama şunu söyleyeyim, bu eylemin “çamur at izi kalsın” türünden bir iz bırakması bile mümkün değildir.
Yayının Hüdayi Vakfı ve Topbaş ailesi ile ilgili bölümünün özeti şu:
“Topbaş ailesi, Hüdayi Vakfı için dindar kitlelerden
teberru topluyor,
bunu off-shore bankalarında ranta dönüştürüyor.”
Böyle bir yayının, Gülen hareketinin himmet paraları ile ilişkisine dair haberlerle birlikte görüleceğini ve kamuoyunun zihninde bilgisiz kaldığı süre içinde ifsad edici sonuçlar doğuracağını düşünmüş olmalılar.
Önce şunu söyleyeyim:
En küçük medya ahlakına sahip olan bir kişi, bir konuda şu veya bu kişiye yönelik bir ithamda bulunacaksa, bunu te’yid etmek üzere o kişiyi arar ve düşüncesini sorar. Önce karakter suikastini yap, sonra yargı kanalları elverirse tekzibe, bilmem kaçıncı sayfanın dibinde yer verirsin, yaklaşımı ahlak da değildir, insanlık da değildir. Soruyorum: Cumhuriyet gazetesi aradı mı Hüdayi Vakfı’ndan herhangi bir kimseyi ya da Topbaş ailesinden birisini?