Asıl 28 Şubat'ı aşmak
“Asıl 28 Şubat” diye bir ifade koyuyorum başlığa. Anlaşılacağı gibi bu ifadeden bir 28 Şubat 1997 olayı anlaşılıyor bir de başkası. . . Üstelik o başkası işin daha da kökü....
Ben 28 Şubat'ı “yerli” bir olay olarak görmedim. Yani içerde, askerlerin Cumhurbaşkanı Demirel ile anlaşarak Milli Güvenlik Kurulu'nda kararlaştırıp devreye soktukları bir eylem... değildi.
NATO'da pişen bir projenin Türkiye'yi pilot ülke olarak kullanmasıydı.
Sovyetler dağılmıştı, ona bağlı olarak Varşova Paktı'nın misyonu bitmiş, NATO'nun “Tehdit değerlendirmesi” de değişmişti. “Yeni tehdit Ortadoğu'da yükselen İslam fundamantalizmi idi.” Türkiye'de siyasal İslam yükselmiş, Refah iktidara gelmişti. Refah lideri “D-8” gibi İslam dünyasını ve Türkiye'yi yeni bir dünya tasavvuruna yönelten bir projeyi inşa etmeye çalışıyordu.
“Türkiye'de İslam çok olmuştu.”
Bu konsept islami gelişmelere zaten mesafeli olan askerler tarafından paylaşıldı. Onlara göre de İslam, siyasette, ekonomide, bürokraside, eğitimde çok olmuştu. Üniversitelerde başörtülü kız öğrenciden geçilmiyordu vs.