Demirtaş cesaretli olsa...
Haber dün sadece Hürriyet’te yayınlandı.Başlık şu idi: “Özerklik ilanı ile sonuç elde edilemez.” Söz Selahattin Demirtaş’a aitti. Berlin’de konuşmuştu. “Şiddeti...
Haber dün sadece Hürriyet’te yayınlandı.Başlık şu idi: “Özerklik ilanı ile sonuç elde edilemez.” Söz Selahattin Demirtaş’a aitti. Berlin’de konuşmuştu. “Şiddeti reddediyoruz” diyordu. “Hendek savaşları kamu güvenliğini tehdit etti ve şiddeti tırmandırdı. Fakat bunları diyalogla çözmek gerekir. Tankla, topla, tüfekle değil” diyordu. İfadeler, açıkça terör örgütünü suçlayıcı mahiyette değildi. “Kamu güvenliği”nin tehdit edildiğini ifade ederek, bir yerde Başbakan Davutoğlu’nun operasyonların gerekçesi bağlamında “kamu düzeni” hassasiyetine işaret ediyor gibi görünüyordu ama “tehdit”in kimden geldiği konusunda net değildi. “Şiddet tırmandı” dendiğinde, “Hendek savaşları” dendiğinde laf ortada kalıyordu. Buna rağmen, Demirtaş’ın bu ikircikli dili kullanmakta mazur olduğunu söylemek mümkün. Hendekle ve özerklik ilanı ile hendeğin - barikatın arkasına konulan silah ve bomba ile sonuç alınsa buna itirazı olur muydu, sanmam ama şu anda hendek-barikat-özerklik ilanı politikasının halk nazarında HDP’yi çamura saplaması karşısında böylesi bir şerh düşmesi bile anlam taşıyor. Gelinen noktada Demirtaş’ın örgüt vesayeti karşısında “siyaset yapabilme ortamı” aradığı açık. Açıkça “özerklik politikası yanlış” diyemiyor. Açıkça “PKK terörünü yanlış buluyoruz” diyemiyor. Açıkça “Hendek-barikat çılgınlıktır” diyemiyor. Neden?