Dön ve hesap ver!
Dön. Hemen dön ve teslim ol. Bu iş bitti. Bak, işte itiraflar geldi. Çocuk yaşta almışsın ve onun içinden kendi komutanını gizlice dinleyecek, onun ensesine silah dayayacak bir adam üretmişsin. Kendi milletine tank namlusu...
Dön. Hemen dön ve teslim ol. Bu iş bitti. Bak, işte itiraflar geldi. Çocuk yaşta almışsın ve onun içinden kendi komutanını gizlice dinleyecek, onun ensesine silah dayayacak bir adam üretmişsin. Kendi milletine tank namlusu doğrultacak, milletin seçtiği Cumhurbaşkanını yok etmek için yola çıkacak adam üretmişsin.
Adam, general olmuş, amiral olmuş ama düşünce mekanizması dümura uğramış. Senden “Abi”lere ulaşan bir zincir içinde dümura uğramış binlerce insanın zihin dünyası.
Ama işte, darbeye sürdüğün insanlar bir noktaya gelince itirafa başlıyorlar ve bütün dosya ortaya dökülüyor.
Bundan sonrası yok artık.
Milletle vuruşturdun bağlılarını. Bu bile, sana bağlananlara yapabileceğin kötülüklerin en kötüsü. Zihinlerini dümura uğratmak bir insanlık suçu ise, onları alıp robotlar halinde darbeye sevk etmek bir başka insanlık suçu. Adam Genelkurmay Başkanı’nın yaveri olacak ve darbeye sevk edilirken, komutanının kafasına silah dayarken, milletin üzerine bomba yağdırılırken, milletin Meclisi bombalanırken uyanmayacak... Ta ki yakalanıp, burnu sürtülünce jeton düşecek. Ürettiğin insan tipine bakıyor musun?
Bundan sonrası yok artık. İtiraflar peş peşe geldiğinde ne yapacaksın?
İki çıkış yolun var, ikisi de ihanetinin derin boyutunu gösteriyor.
Bir: Amerika veya başka herhangi bir dış güçle işbirliği yapıp, Tayyip Erdoğan’ı devirmek.
İki: Hala robotlar varsa onlara suikast yaptırmak.
Evet, ikisi de en derin ihanet anlamına geliyor.
Amerika ile el ele tutuşsan da gelip milletle vuruşacaksın, Allah korusun, bir suikast yaptırsan da, gelip milletle vuruşacaksın.
Görmüyor musun, her şeyi yıktın bitirdin. Toplumun hangi kesiminde “iyi” bir karşılığın var, görebiliyor musun? Yok, yok. En son darbe girişimi ile sadece nasıl çılgınlaşabileceğin örneklenmiş oldu.