Gelgitlerimiz
Bir yanımız Amerika’ya, AB’ye meydan okumayı seviyor. İçimizdeki “bağımlılık-alttan alma” psikolojisini yırtıp atmış oluyoruz. Hatta “meydan okuma” gibi bir tavrın yakıştırılmasından da içten içe sevinç duyuyoruz.
Bir yanımız kaygılı. Gene de bir “bağ”ın kalmasını ister gibi. “Amerika ve Avrupa Türkiye’den vazgeçemez” diyor bir yanımız. Vaz geçmemesini istiyor gibiyiz. Türkiye’nin jeo-politiği, jeo- stratejisini hatırlayacağını ve Türkiye’yi Rusya’ya bırakmayacağını umuyoruz.
- Batı ile bütün bütün kavgalı hale gelmeyi istemiyor bir yanımız. Tamam, Cumhuriyet döneminin “Batı yanlısı” çizgisini benimsemiyoruz ama, aklımızın bir kenarında da “Batı ile ilişkinin stratejik bir tercih” olduğu düşüncesi saklı.
- Bir yanımız Trump’ı “Başka bir Amerika” olarak görmeyi arzuluyor. Trump’tan “Bize göre bir Amerika” çıkarma ümidini saklı tutuyoruz. Bu da Amerika’dan bütün bütün vaz geçmeme alt eğiliminin yansıması olarak saklı içimizde.
- Bir yanımız Amerika’ya karşı Rus kartını oynamayı bağımsız dış politikanın bir uzantısı olarak görüyor. “Tek başına kalmak” istemiyoruz. Ama içimizde bir yerlerde “Rusya’nın da tekin olmadığı” gibi bir kaygı saklı.