‘Gönül ve siyaset’
Partiler, ittifaklar seçim kampanyaları için dil arıyorlar. Bir kere 31 Mart, hem iktidar hem muhalefet için yerel seçim olmanın çok ötesinde bir anlam kazandı bile. Bu durum seçimi, kaçınılmaz olarak bir...
Partiler, ittifaklar seçim kampanyaları için dil arıyorlar.
Bir kere 31 Mart, hem iktidar hem muhalefet için yerel seçim olmanın çok ötesinde bir anlam kazandı bile.
Bu durum seçimi, kaçınılmaz olarak bir hesaplaşma niteliğine büründürüyor.
Hesaplaşma olduğunda da “keskinleşme” kaçınılmaz.
Bir de oy dağılımı, mutlak zafer-mutlak hezimet boyutunda olmadığı, yer yer alta düşme-üste çıkma ihtimali bulunduğu için taraflar “bir tık” üste çıkabiliriz umuduyla her alanda asılmaya çalışıyor.
Buna rağmen kamuoyu yoklamaları yüzde 30'lar civarında bir “kararsız oy”bulunduğunu ortaya koyuyor. “Kararsız oy”da ilginç olan, çoğunluğu, yine kamuoyu yoklamalarına göre daha önce Ak Parti'ye oy verenlerin oluşturuyor gözükmesi.
Bu durumda kararsız oyu etkilemek, partiler için önümüzdeki iki buçuk ayın en hayati meselesi haline geliyor.
Ak Parti için, daha önce oy aldığı insanların neden kararsız hale geldiğini çözmek, muhalefet için de kararsız oy alanındaki beklentileri okumak gibi bir iş var.
Aslında Ak Parti, kısa süre önce Ak Parti'li yerel yönetim kadrolarında önemli bir ameliyat yaptı. İstanbul ve Ankara gibi iki metropol dahil pek çok ilin yöneticilerini değiştirdi. Ki bugün de bu iki metropoldeki seçimlerin çok kritik olduğu biliniyor.
O zamanki operasyon kriteri “metal yorgunluğu” idi.