Güzel düşlerimiz ve Reel durum
300 maddelik master plandan 100 maddeye, oradan da 10 maddeye indirmek ya da Mardin’de ilan edilen 10 maddenin içini 300 maddelik bir uygulama planı ile doldurmak... Yani “yeni ihya ve inşa süreci...” HDP ve...
300 maddelik master plandan 100 maddeye, oradan da 10 maddeye indirmek ya da Mardin’de ilan edilen 10 maddenin içini 300 maddelik bir uygulama planı ile doldurmak... Yani “yeni ihya ve inşa süreci...”
HDP ve PKK’nın “paydaş” olarak kabul edildiği ve “paydaşların ihaneti”ne tanık olunan “çözüm süreci”nden sonra hazırlanan plan, Doğu-Güneydoğu’da yeni bir dönemi başlatma iradesini yansıtıyor. En önemli özelliği meşru silahlı güçler dışında hiçbir silahlı yapıyı muhatap almama ve bölgeden yeni bir muhatap çıkarma arzusu olan bu yeni süreçte halkın duygu dünyası inşa edilebilirse Türkiye’nin geleceği adına çok şey başarılmış olacaktır. Ama orada örgütlü bir fesat yapısı bulunduğu sürece bunun kolay olmadığı da açıktır. Çok uzun, çok kararlı ve çok basiretli, ne bileyim ahenkli bir çalışmaya ihtiyaç var. Bunun için de orada devletin çok ahenkli hale gelmesi kaçınılmaz.
Başbakan Davutoğlu’nun Mardin konuşmasının bu aktüel boyutu dışında, tabii ki vizyoner bir içeriği var. Aslında Doğu-Güneydoğu ekseninde güncellenen, “Kürt sorunu” diye isimlenen hadisenin çözüm ruhunu da Başbakan bu vizyoner içerikle alakalandırıyor.
Kut’ül amare - Sykes - Picot hesaplaşması.
Selahattin Eyyubi’nin ordusunda Türk olmak, Alpaslan’ın ordusunda Kürt olmak.
Yavuz Sultan Selim - İdrisi Bitlisi buluşması.
Bosna - Bağdat, İstanbul - Diyarbakır selamlamaları.
Yunus Emre - Ahmedihani kalb iklimi.
100 yıllık parantezin kapatılması.
Bunlar konuşulduğunda pek çoğumuzun yüreğinde bir kabarma gerçekleşeceği muhakkak.
Rahmetli Erbakan, Batılı büyükelçileri toplamış ve “D-8 gerçekleştiğinde yeni bir Yalta masası kurulacak” demişti. Eminim Erbakan hocamızın sözleri de Milli Görüş camiamız dahil pek çok insanımızın yürek tınılarını harekete geçirmişti.