'Hayır' ihtimali var mı?
Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın, bütün Ak Parti teşkilatının, bir ölçüde MHP'nin, önemli oranda bir sivil toplum kuruluşunun çabası “Evet” çıkması için. Tabii ki...
Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın, bütün Ak Parti teşkilatının, bir ölçüde MHP'nin, önemli oranda bir sivil toplum kuruluşunun çabası “Evet” çıkması için.
Tabii ki aynı zamanda “Hayır” çıkmaması için.
Herkes “Hayır” çıkmasının siyasi faturasının farkında.
Aslında “Hayır”cılar da, sadece getirilecek sisteme itiraz ettikleri için değil, öncelikle Sayın Cumhurbaşkanı'na ve ardından Ak Parti'ye en azından “Bir ders vermek için” uğraşıyorlar.
Kılıçdaroğlu'nun “Hayır çıkarsa bir şey olmaz, Cumhurbaşkanı, Başbakan olduğu gibi çalışmaya devam eder” gibi sözleri, “Hayır çıkarsa kaos olur, bu da siyasi istikrarı önemseyen kişileri tedirgin eder” dolayısıyla “Hayır'a yönelişi önler” gibi bir hesaba dayanıyor. En azından samimi değil. CHP'nin “Hayır”ı öncelikle Tayyip Erdoğan'a karşı tepe tepe kullanacağı kesin.
Ancak bir mesele daha var ki, “Evet cenahı”, “Hayır ihtimali”ni bir söylem zaafı olarak görüyor ve konuşulmasını istemiyor. Bu noktada çok farklı psikolojik saiklerden söz edilebiliyor: “Hayır ya da Evet çıkma ihtimali karşısında insanlar, kimi zaman benim oyumdan ne olur ki gibi, kimi zaman zaten Evet - Hayır kazanır gibi, kimi zaman yerim belli olsun gibi, çorbada tuzum olsun gibi, düşüncelerle hareket edebiliyorlar. Onun için her boyuta teenni ile yaklaşıyor siyasi yapılar.
Mesela “Ya hayır çıkarsa” düşüncesinin, sandığa gitmeyi düşünmeyen kimi insanlar için kaygıya yol açıp oy verme duygusu geliştirebileceği de varsayımlar arasında.
Bu noktada Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlarından İlnur Çevik'in önce yazıp sonra sildiği “Hayır diyenlere: 7 Haziran sonrası Türkiye'deki kaos ve istikrarsızlığı mumla ararsınız” şeklindeki tweet etrafında gelişen tartışma ilginç bir örneği teşkil ediyor.
İlnur Çevikbu tweeti niçin atmıştı, neden sildi, bu tweet gerçekten bir “Hayır kaygısı”nın mı ürünüydü, Çevik'e Ak Parti cenahından gelen tepki, böyle bir kaygı duyulmadığının mı işaretiydi yoksa bu kaygıyı kamuoyu ile paylaşmanın olumsuz geri dönüşlere yol açacağının mı?
İlginçtir dün İlnur Çevik, o tweet ile aynı muhtevada çok daha geniş bir analizi YeniBirlik gazetesindeki köşesinde yaptı. Bir bölümünü paylaşalım: