HDP’nin asıl sorunu kalbini kaybetmesi
"Kaybetmesi” mi demeliyim, “kiraya vermesi” mi, “satması” mı, bilemiyorum. Ama bu yazı onları bir “kalb muhasebesi”ne çağrı niteliği taşıyor. Bana “kalb muhasebesi bile azıcık kalbi...
"Kaybetmesi” mi demeliyim, “kiraya vermesi” mi, “satması” mı, bilemiyorum.
Ama bu yazı onları bir “kalb muhasebesi”ne çağrı niteliği taşıyor.
Bana “kalb muhasebesi bile azıcık kalbi duyarlılık taşıyanlar için geçerli değil mi, çok naifsiniz” yollu bir eleştiri gelebilir. Ama bizde “çıkmadık canda ümit vardır” diye de bir söz var. Oradan yola çıkarak, belki biraz da onların var olma imkanı sadece bu alanda yapacakları bir özeleştiri ve kalbi toparlanmaya bağlı olduğu için, en azından kendini koruma saikiyle muhasebe çağrım karşılık bulabilir diye düşünüyorum.
Bence HDP’nin asıl sorunu kalblerinde “Türkiye aidiyeti”ne ilişkin alanların müthiş bir tahribat içinde olması.
Evet, Meclis’teler.
Evet, siyaset yapıyorlar.
Evet, Kürt meselesi gibi Türkiye içinde bir mesele üzerine konuşuyorlar.
Ama şu an görünen gerçekliğe baktığımızda bütün bu ilişkiler, onların yüreğini Türkiye merkezli kılmaya yetmiyor.
İktidarı eleştirebilirsiniz, Cumhurbaşkanı ile bir hesabınız bulunabilir, bu topraklarda yaşayan herhangi bir insan kümesinin sorununa sahip çıkabilirsiniz ama “Türkiyeli olmak” bütün bunlara Türkiye bünyesinde çözüm aramak gibi asgari bir duyarlılığı gerekli kılar. Bu nokta, işin mihenk noktasıdır. Orada bir çürüme varsa, bu yaptığınız bütün işleri çürütür.
HDP’nin “Türkiyelileşme” teması önemliydi.