‘İslam dünyasının yükünü çekmek’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün verdiğim Ayasofya ile ilgili sözleri içinde “İslam dünyasının şu anda yükünü çekiyoruz. Nerede ne oluyor, ne olabilir? Bunların hepsini düşünmek zorundayız...
Nerede ne oluyor, ne olabilir? Bunların hepsini düşünmek zorundayız. Onun için hassas olacağız, dikkatli olacağız, bu tezgaha gelmeyeceğiz” cümleleri üzerinde bugün yeniden durmak istiyorum.
“İslam dünyasının yükünü çekiyoruz.” ifadesi önemli.
Bu bir tür “sahibiyet”, bir tür “korumacılık” bir tür “temsiliyet” oluşturuyor.
Dünyanın her yerindeki Müslümanların, kendilerine sahip çıkan, koruyan ve temsil eden bir güç arayışı, beklentisi içinde oldukları doğrudur. Müslümanların bulunduğu nereye gitseniz, orada özellikle halklar zemininde Türkiye’nin-Erdoğan’ın isminin bu çerçevede geçtiğine tanık olursunuz.
İslam toplumlarının mazlumiyet yıllarının böyle bir arayışı özlem haline getirdiği de doğrudur.
İslam dünyasının mazlumiyetinde merkezi bir temsiliyetin bulunmamasının ana etken olduğu da doğrudur. Birinci Dünya Savaşı sonrasındaki dünya kurgulamasının ana ekseninde İslam dünyasının paramparça hale getirilmesinin bulunduğu da bir gerçektir.