‘Kâkül direnişi’nden bugüne...
Karar Gazetesi Yazarı Ahmet Taşgetiren'in bugünkü (22.09.2022)''‘Kâkül direnişi’nden bugüne...'' başlıklı yazısı.
1994’te gitmiştik İran’a. Devrimin 15’inci yılında. Yazarlar Birliğinden arkadaşlarla birlikte.
15 yıl sonra “Devrim ve toplum” ilişkisine dair gözlemler önemliydi. Söz konusu olan İslam devrimiydi. “Yukardan aşağı”, yani “devlet eliyle” bir İslamlaşma politikası yürütülüyordu. Acaba 15 yıl sonra nasıl bir dönüşüm gerçekleşmişti İran’da?
O zaman da kadınların kıyafeti “Değişim”in göstergesi durumundaydı. Kadınlara “Tesettür” uygulaması, yani “başörtüsü takma zorunluluğu” getirilmişti.
Sokaklara baktığımızda iki tür tesettür uygulaması gözleniyordu. Çarşaflı kadınlar vardı, bir de yarım başörtülü kadınlar. Yarım başörtüsü kadınların kakülünü dışarda bırakıyordu. Bunun seçilmiş bir tavır olduğunu anlamamak mümkün değildi. Nitekim ben İran izlenimlerimi paylaştığım yazılarımda bu tavrı “Kakül direnişi” diye nitelemiştim. Bunun bir tür “direniş” olduğunu görmemek mümkün değildi.
Bize rehberlik etmek üzere görevlendirilİen mihmandara sordum:
-Rejim başörtüsü takma zorunluluğunu kaldırsa İran’da kadınların tavrı ne...