Kaygı, kaygı, kaygı

13 ağustos 2019 tarihli yazımda “Açık sorular şunlar” diye açılan paragrafta şu sorular sıralanmaktaydı:  “-50 - 60 bin civarında olduğu ifade edilen silahlı PKK-PYD varlığı ne olacak?

-Amerika’nın onlara Türkiye’nin bütün itirazlarına, isyanlarına rağmen verdiği ağır silahlar ne olacak?

-Amerika bölge için planladığı yapıdan vaz geçmiş mi oluyor?

-Türkiye nasıl bir statüyü kendi güvenliği için yeterli buldu, yoksa kademeli bir oluşum mu söz konusu Fırat’ın Doğusu için? Fırat’ın Doğusuna girmek, orada kalmak nasıl bir çerçeveye oturdu?

-Amerika Türkiye’ye neyi kabul ettirdi, PKK-PYD’ye neyi kabul ettirdi?

-Uzlaşmaya Şam yönetimi tepki gösterdi. Şam’dan bakılınca buralar Suriye toprağı olarak görülüyor ve her türlü operasyon Suriye egemenliğini ihlal olarak niteleniyor.”

Amerika ile “Fırat’ın doğusu”na ilişkin mutabakatın açıklanmasından şu ana kadar hiçbir şeyin netleşmediğini söylemek mümkün.

Aksine, Türkiye adına “kaygılar”ın seslendirildiği günler yaşıyoruz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bu defa “Sen Sorosçu değilsin” kriteri 22 Kasım 2024 | 977 Okunma Suud’daki rezillik 21 Kasım 2024 | 4.369 Okunma İç barış – İç cephe 19 Kasım 2024 | 640 Okunma Belediye hesaplaşmasından öte… 17 Kasım 2024 | 491 Okunma Musallada yatan insanlığımız 15 Kasım 2024 | 397 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar