Meğer herkes her şeyi biliyormuş
31 Mart seçimleri, girdiği 17 seçimde ipi göğüsleyen Ak Parti’yi “ikinci parti” haline getirdi ya, Cumhurbaşkanı Erdoğan da seçim gecesi “olan”ı yani “Yenilgi”yi kabul edip, “Kendimize...
31 Mart seçimleri, girdiği 17 seçimde ipi göğüsleyen Ak Parti’yi “ikinci parti” haline getirdi ya, Cumhurbaşkanı Erdoğan da seçim gecesi “olan”ı yani “Yenilgi”yi kabul edip, “Kendimize bakacağız”, hatta “Kimse lâ – yüs’el – sorgulanmaz değil” diyerek bir anlamda kendini de özeleştiri kapsamına yerleştirdi ya, ondan beridir Ak Parti mücavir alanında yazanlar – konuşanlar, sayıp dökmeye başladılar;
-Nerede yanlışlar yapıldığını…
Onları okuyunca “Meğer, dedim kendi kendime, herkes her şeyi biliyormuş...”
O zaman bizim uyarılarımıza, ya da “Yaaa, şurada da şunlar oluyor, bu Ak Parti’ye yakışmıyor, Ak Parti’nin bir fabrika ayarları vardı” diyenlere neden öfkelendiler de, üzerlerine “Muhalif” yaftası yapıştırıp gazete köşelerinden uzaklaştırdılar, nefes aldırmamak için ne mümkünse yaptılar.
Oysa testi kırılmadan önce uyarırdı Nasreddin Hoca değil mi? “Yazarlık ahlakı” da bunu gerektirirdi değil mi? Ya da ne bileyim din diliyle ifade edersek “Marufu emr, münkeri nehy” ahlâkı?
Herkes her...