Olmadığında... Olduğunda...
7 Haziran seçimlerinden önceki Cuma günü (5 haziran) “Olmadığında...” başlığı altında “Ak Parti iktidar olmadığında ne olacağını düşünmek lazım oy...
7 Haziran seçimlerinden önceki Cuma günü (5 haziran) “Olmadığında...” başlığı altında “Ak Parti iktidar olmadığında ne olacağını düşünmek lazım oy kullanırken...” diye yazmışım. O yazının bir kısmını 1 Kasım öncesinde de paylaşmak istiyorum:
“Bu, gerçekten önemli bir hassasiyet.
Yaşadığınız iklime, kullandığınız imkanlara, hayat şartlarına alışıyorsunuz ve artık o hayat şartlarının değerini önemsememeye başlıyorsunuz. Hele bir de küçük aksamalar olduğunda içinizden itiraz, hatta isyan duyguları geçmeye başlıyor.
Hani Ak Parti’ye oy verme noktasında tereddütlerden, kararsızlıklardan, rehavetten, hatta “Bir ders verelim”li konuşmalardan bahsediliyor ya...
İşte onları düşünerek “Olmadığında...”yı da dikkate almak gereği üzerinde duruluyor.
Havadaki oksijenin farkında değiliz mesela. Oksijenin farkına en çok ne zaman varıyoruz, Soma’da kömür ocağında bir nefescik oksijen aradığımızda değil mi?
Ağzımızdaki dilin, damağın, dişlerin farkında değiliz. Gözlerimizin, kulaklarımızın farkında değiliz. Kalbimizin atışının, ciğerlerimizdeki bronşların çalışmasının farkında değiliz. Değiliz ve onun için onları bize verene karşı sorumluluklarımızın da farkında olamıyoruz çoğu zaman.
Ama gözler olmayıverdiğinde, kulaklar, dil, damak, diş, tat alma duygusu, yutabilme gücü, hazmedebilme, nefes alıp-verebilme, işitebilme duygusu devre dışı kaldığında panik başlıyor. Kalbimiz teklediğinde kalp diye orada hayati bir şeylerin varlığını ve onu düzenli çalışır halde tutmanın önemini idrak ediyoruz.