Reis Bey’i yeniden okuma seyretme zamanı
Dün, sabah sabah bir mesaj aldım. Ankara’dan bir dostumdan. Bana Ankara Devlet Tiyatrosu’nun oyun repertuarını göndermiş. İçinde Reis Bey de var. Geçen yıl sahnelenmiş, bu yıl da sahnelenmeye devam ediyormuş.
Bir not eklemiş repertuarın yanına: Diyor ki:
“Reis Bey’i sadece yargı mensupları ve siyasiler izlememeli. Tüm halk eseri okumalı, oyunu izlemeli.”
“Çünkü, diyor, halk içerisinde bile şu an olan bitene yargıç edasıyla bakan, merhamet yoksunu bir durumumuz var. Anlamak zamanı ama anlayamıyoruz, çünkü ağlayamıyoruz.”
Reis Bey, bir “Adli hata”nın o hataya sebep olan kişinin ruhunda oluşturduğu travmayı işliyor.
Üstad Necip Fazıl, masum bir kişiye idam cezası veren mahkeme reisine iç sancısı yaşatmış ve dönüştürmüş.
Hep yazıyorum, Türkiye yargı sancısı içinde kıvranarak gelen bir ülke. “Sanığın idamına, sonra şahitlerin dinlenilmesine” diye kararlar verilmiş İstiklâl Mahkemelerinde. Yargı mensuplarının iktidar sahiplerini ayakta alkışladığı günler yaşanmış. “Sizi buraya getiren güç böyle istiyor” diye konuşan Başbakan’ı ipe götüren yargı mensupları olmuş. “Denge olsun diye sağdan idam edilenin karşısına bir de soldan idam eklenmiş.”