Savrulmak ne ki?
Hassas adamım ya biraz, bütün bir meydanın, yüzbinlerce insanın kalp yapması beni duygulandırıyor.“Erdoğan kalp yapabilir mi?” diye sormuştum onun için… Şimdi Kılıçdaroğlu da...
Hassas adamım ya biraz, bütün bir meydanın, yüzbinlerce insanın kalp yapması beni duygulandırıyor.
“Erdoğan kalp yapabilir mi?” diye sormuştum onun için… Şimdi Kılıçdaroğlu da bıraktı kalp yapmayı… Öfke dili yüzüne, jestlerine mimiklerine yansıyor. Kim bilir birileri de ondan hoşlanıyordur. Kılıçdaroğlu, “Erdoğan böyle yaptı öne geçti” diye düşünmüş olmalıdır. Toplumun “öfke dili”ni satın aldığı görüşü hâkim oldu tüm siyasetçilere…
Hassas adamım ya biraz, “adaletsizlik” bende isyan duygusu uyandırıyor. Kimden gelirse gelsin. Bir insanın bir gün dahi “içerde” fazla kalması, bir annenin mesela, çocuğu dışarda kendi içerde veya hem kendisi hem emzikli bebeği içerde yıllarca kalması ve suçunun da “iltisak – irtibat” diye ne idüğü belirsiz bir nesne olması beni eziyor. Böyle bir şeyin bir kişi tarafından yaşanması eziyor, binlerce – on binlerce olması on binlerce kez eziyor. Dışarda bir delikanlının annesi – babası içerde diye kendini kahretmesi beni eziyor.
Hassas adamım ya biraz, ülkeyi yöneten birisinin yargılaması devam eden bir insan hakkında en yukardan...