Sen nesin?
"Binde birini tanımıyor”dun öyle mi?Bu kıvırma eylemi mi?Belediyeler parsel parsel rant aktarırken yolsuzluk iddiası falan yoktu. Her şeyi “Hizmet” haketmişti. Ondan sonra savaşı yolsuzluk diye başlattın....
"Binde birini tanımıyor”dun öyle mi?Bu kıvırma eylemi mi?Belediyeler parsel parsel rant aktarırken yolsuzluk iddiası falan yoktu. Her şeyi “Hizmet” haketmişti.
Ondan sonra savaşı yolsuzluk diye başlattın. Sana verilen emniyet ve yargı alanını, verenlere karşı kullanmaya kalktın.
Mutfak bütçesinden para ayırıp öğrenci bursu veren kadınları Çağlayan Adliyesi önünde eyleme sevkettin.
Bıyığı terlememiş gençleri twit savaşında malzeme olarak kullandın.
Özel kalem müdürü güvenine layık görülen adamlarını, devletin en mahrem toplantısını dinleyip medyaya servis yapma işinde kullandın.
Cumhurbaşkanının yaverlerini, Genelkurmay Başkanının emir subaylarını casus gibi kullandın.
Binde birini tanımıyorsun öyle mi?
Yargıdaki ve jandarmadaki elemanlarına operasyon yaptırıp devletin Suriye politikasını vurmaya kalkıştın.
Banka kurtarmaya sevkettin gönüllerini çeldiğin onbinlerce insanı. Öyle bir katakulli idi ki bu, hizmet gönüllüsü adamlar, başka bankadan para çekip Bankasya’yı kurtarmak için yatırdılar.
Amerika ile, AB ile, İsrail ile, Tayyip Erdoğan’a karşı kumpasta el ele verdin.
Ve geldin, sonunda darbe fitilini ateşledin.
Gözü dönmüşlüğün zirve yapması idi bu. Polisleri kullanmıştın, savcı ve hakimleri kullanmıştın, öğretmenleri, gençleri kullanmıştın, gariban ev kadınlarını kullanmıştın.
Savaş, savaş, savaş.
Dünyada “dialog” diyen bir hareketi, kendi ülkesinde savaşa soyundurmuştun.
Tankları sürdürdün milletin üzerine, F-16’ları, helikopterleri sürdürdün, kurşun yağdırttın...
Bir profesör çıkmış, “Şu sıralar albay olsaymışım” dedi, senin adına. Darbe gecesi, bir gazeteci, senin adına “Yok canım, Cumhurbaşkanı kurtulmuş olamaz” diye konuştu.
Gazetelerin, dergilerin, televizyonların savaş diline göre ayarlandı.
Üç vakte kadar bir şeyler olacaktı Tayyip Erdoğan’a, senin küflenmiş rüyalarına göre.
Bütün bu zamanlarda sana “Harcama bu insanları” diye seslendim. “Dünyada annesinden başka kimsesi olmayan ve bütün sızlanmasına rağmen annesini dinlemeyip, karın tokluğuna Moğolistan’a öğretmenlik yapmaya giden gencin duygularını harcama” dedim.
Şunu söyleyebilirim: Ben senden daha çok hassasiyet gösterdim bu yapıya, bir islami birikim heba olmasın düşüncesiyle.