Tayyip Bey, ben ve ötekiler
Boşuna kimse tetikçiliğe, trollüğe, troliçeliğe soyunmasın. Ahmet Taşgetiren’i sonradan ve iktidar ortamında türeyenlerin attığı birkaç tweet’le tanıyanlar varsın tanımasınlar. Onlar da...
Boşuna kimse tetikçiliğe, trollüğe, troliçeliğe soyunmasın.
Ahmet Taşgetiren’i sonradan ve iktidar ortamında türeyenlerin attığı birkaç tweet’le tanıyanlar varsın tanımasınlar. Onlar da zaten benim dışımda gerekli cevabı bu ülkenin temiz yürekli insanlarından aldılar, alıyorlar.
“İslamcılar” üzerine spekülasyonlara başlayanlar da bana sadece ““Dinime dahleyleyen bari müselman olsa” deyişini hatırlatıyor. Fuat Uğur Yeni Şafak’ı, yıllardır Cumhurbaşkanı’nın konuşma metinlerini yazan Aydın Ünal’ı yargılıyor. Pes artık.
Bunların, bir referandum öncesinde güya Tayyip Bey’i savunma sadedinde devreye sokulmasını da anlamak mümkün değil. Tayip Bey’in tabii dünyasında ayrışmalar oluşturmak kimin işine yarar ve bunlar hangi mahfillerde üretiliyor, anlamak mümkün değil.
Ben vaktiyle Erbakan Hoca’yı ve Refah Partisi’ni eleştirdim. Benim adıma da siyaset yapan bir hareket hakkında söz söyleme, kendimce doğruları ifade etme hakkım, sorumluluğum bulunduğunu düşündüm.
Günü geldiğinde de “Seni seviyoruz savunan adam”ı yazdım. Tıpkı“Refah”la ilgili sorumluluk gibi, orada, hepimiz adına yargılanan Erbakan’la bütünleşmek de sorumluluktu.
Ben “Refah şeriat getirmeyecek, temiz, özgürlükleri sağlayan bir düzen kursun yeter” diye yazdığımda en çok tepkiyi Refah tabanından almıştım ve bana “İktidar yolculuğumuzda arabamızın tekerine çomak sokuyorsun” diye tepki gösterilmişti. Basbayağı Refah iktidara gelince şeriatın da gelivereceğini düşünüyorlardı.