“Tövbe”ye ne oldu?
Ak Parti’nin toplumla ilişkisinde sorunlar olduğunun herkes farkındaydı. Yerel seçimlere gidilirken, “ders verileceği”nin de farkındaydı. 31 Mart’ta 7 büyükşehir yanında İstanbul’da alınan sonuç açık bir tehlike sinyali idi.
Ardından 23 Haziran bozgunu geldi.
“Ders verme” gündemi her iki seçimin ana konusuydu ve bu gündem, tamamen yapılan yanlışlara karşı üstelik Ak Parti’ye yakın, ona oy vermiş insanların “uyarma” girişimi idi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “parti lideri” olarak “Şimdi ders verme zamanı değil” derken de, “Bundan sonra şunlar şunlar yapılacak” derken de, yapılan yanlışların giderilmesi gerektiğinden yola çıkmış olmalıydı.
O günlerde Numan kurtulmuş “Biz de siyaseti biliyoruz, eksikleri hataları görüyoruz, önce 23 Haziran’ı geçelim, ondan sonra gerekirse siyasi bakımdan tövbe istiğfar ederek yanlışlarımızdan kurtulacağız” diyecekti.
Ak Parti’nin akil insanlarından olan Cemil Çiçek de bana, yeni parti girişimlerini değerlendirirken “yeni partinin eskinin hataları üzerinden yola çıkacağı”nı, dolayısıyla Ak Parti’nin de özeleştiri yapması gerektiğine işaretle “Demokratik bir tevbe yapmalı, hatalarını görmeli, kendini güncellemeli” demişti.