Trump’tan bu kadar emin miyiz?
Şöyle bir umudumuz var: Cumhurbaşkanı Erdoğan Trump’ı aradı, onun öfkesine öfke ile cevap vermedi. Aksine, iki ülke arasındaki münasebetlerde “dil özeni”nin gereğine işaret etti, ayrıca...
Şöyle bir umudumuz var: Cumhurbaşkanı Erdoğan Trump’ı aradı, onun öfkesine öfke ile cevap vermedi. Aksine, iki ülke arasındaki münasebetlerde “dil özeni”nin gereğine işaret etti, ayrıca Trump’ın “Güvenli bölge” sözcüğünden yola çıkarak bir uzlaşma alanı oluşturmaya çalıştı. O da, “uzlaşmacı” bir mukabelede bulundu. Hatta “Güvenli bölgenin Türkiye’nin kontrolüne verileceği” izlenimini verdi. ABD’de bir derin yapı var. O problemleri kaşıyor. Trump onlarla da boğuşuyor. Biz Trump üzerinden gidersek derin yapıyı devre dışı bırakıp, ABD ile sağlıklı sonuçlar alabiliriz. Trump’la yapılan telefon görüşmesinin Erdoğan tarafından kamuoyu ile paylaşılması, onun ardından medyanın “Trump’tır bu, her şey beklenir, her sözden hakaret gerekçesi çıkarmamak, köprüleri atmamak, duygusal değil akıllı davranmak lazım. ” (Hasan Basri Yalçın, Sabah) gibi tansiyon düşürücü değerlendirmeleri, “Mahvederiz”le oluşan tepki yükselmesini gemledi.