Yanlışlar
Gelecek Başbakan için “Düşük profilli” tanımlaması yanlıştı. Bunu geçmişte Tayyip Bey’in konuşma metinlerini yazan Aydın Ünal’ın yapması daha da...
Gelecek Başbakan için “Düşük profilli” tanımlaması yanlıştı. Bunu geçmişte Tayyip Bey’in konuşma metinlerini yazan Aydın Ünal’ın yapması daha da yanlıştı.
Yanlıştı çünkü daha şimdiden “Düşük profil”, yani gelecek Başbakan’ın nasıl bir zaafla malul olacağı üzerine çeşitlemeler yapılmasının kapısını aralamakta idi. Nitekim oradan yola çıkarak “Düşük profil”in hangi seviyede bir düşüklüğü ifade ettiği üzerine bir yığın mizah döşenmesine yol açtı.
Yanlıştı, çünkü “Tayyip Erdoğan’dan ötesi boş” gibi bir mesaj içeriyordu ve bu, bizzat “Tayyip Erdoğan imajı” için sorundu.
Yanlış olduğu çabuk görüldü, Aydın Ünal düzeltme yapma gereği duydu, Yalçın Akdoğan gelecekteki Başbakan’ın böyle tanımlanamayacağını açıklamak zorunda kaldı.
Aynı kişinin, Başbakan tanımlaması yanında “Başkanlık modeli” için Mustafa Kemal ve İsmet İnönü dönemlerini örnek olarak göstermesi de yanlıştı. Çünkü bu modeller de Türkiye’nin Tek Parti dönemine tekabül ediyor, 2016 yılında “Tek adamlık ve Milli Şeflik modelinde bir başkanlık mı?” sorusunu sorduruyordu. Kaldı ki, Ak Parti dünyasında Tek Parti döneminin derin acıları bulunmaktaydı ve o dönemin sona ermesi Türkiye için bir dönüm noktasıydı. Eminim bundan sonra o modeller de gündeme getirilmeyecek.
Yapılan operasyonun halk nezdinde oluşan burukluğu izale babında Ahmet Davutoğlu’na yönelik karalama kampanyası da her boyutuyla yanlıştır. Bir burukluk oluşmuştur, bu gerçek, ancak Davutoğlu, gemileri yakarak gitmemiş, aksine, Ak Parti’nin misyonunu kendi varlığından daha önemli bulduğu için nezih, “Vefa yüklü bir veda” merasimi gerçekleştirmiştir.
Şimdi mukabil bir “vefa”nın ona gösterilmesi de bizim ahlaki hassasiyetlerimiz arasında olmalıdır.
Davutoğlu ile diyelim Tayyip Bey’in yürüyüşü 12 yıllık bir süreyi kapsamaktadır. Çağrılmıştır, gelmiştir. Bugüne kadarki bütün görevleri, Tayyip Bey’in güveni içinde tedvir edilmiştir.
Şimdi birisinin kalkıp Amerika’daki bir fesat yayınından yola çıkarak balta gibi harflerle sürmanşetten “AMERİKA ANKARA’DAKİ ADAMINI KAYBETTİ” gibi bir manşet atar, ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu adamın ipini bu sebeple çektiğini ima eden yorumlar döşenirse size sadece “Ayıp ve utanç verici” tepkisini vermek düşer.
Ahmet Davutoğlu “Amerika’nın adamı” olacak öyle mi?