ABD, Suudi Arabistan’a sahip çıkacak mı?
ABD Başkanı Donald Trump, İran’la yapılan nükleer teknolojiyle ilgili anlaşmadan çekilmesinden sonra bu ülkeye ambargoyu yeniden başlatınca İran’ın petrol satışının sıfıra...
ABD Başkanı Donald Trump, İran’la yapılan nükleer teknolojiyle ilgili anlaşmadan çekilmesinden sonra bu ülkeye ambargoyu yeniden başlatınca İran’ın petrol satışının sıfıra düşürülmesini hedeflediklerini ifade etmişti. O zaman İran, kendilerinin petrollerinin satılamaması durumunda bölgedeki diğer ülkelerin de petrollerini satamayacaklarını dile getirmişti. İran’ın bu yöndeki açıklaması genellikle Hürmüz Boğazı’yla ilgili bir tehdit olarak algılanmış, İran’ın Körfez ülkelerinin petrol ihracatında Hürmüz Boğazı’nı kullanmalarını engellemeye kalkışabileceği yönünde yorumlar yapılmıştı. Ancak o dönemde biz yaptığımız yorumlarda İran’ın Hürmüz Boğazı’nın kullanılmasını engelleme imkânının olmadığını ama ilişkili olduğu birtakım örgütler vasıtasıyla bölgede petrol nakliyatının ve üretiminin güvenliğini tehlikeye sokmasının muhtemel olduğunu dile getirmiştik.
14 Eylül Cumartesi günü Suudi Arabistan’ın, Amerikalıların da ortak olduğu milli petrol şirketi Saudi Aramco’nun iki büyük tesisine silahlı insansız hava araçlarıyla arka arkaya saldırılar düzenlendi ve bu tesisler büyük zarar gördü. O yüzden Suudi Arabistan petrol üretimini yüzde elli oranında azaltmak zorunda kaldı. Suudi Arabistan’ın petrol üretimini düşürmesi dünya petrol piyasalarını da büyük ölçüde etkiledi ve petrol fiyatlarında ciddi bir artış meydana geldi.
Suudi Arabistan tesislerine yönelik saldırıyı, Yemen’de siyasi hakimiyeti ele geçirmek için Suud yönetiminin liderliğinde kurulmuş olan Körfez Koalisyonu’nun himaye ettiği Aden hükümetine karşı savaşan ve İran tarafından desteklenen Husi örgütü üstlendi. Suudi Arabistan, Yemen içlerine girerek bu örgüte ait hedeflere yönelik hava saldırıları düzenlediği için örgüt de Suudi Arabistan içlerine girerek onun petrol tesislerini vurmak suretiyle karşılık verdiğini ortaya koyuyordu.
Ancak ABD yönetimi olayla ilgili açıklamasında saldırının Yemen tarafından değil Irak veya İran tarafından yapıldığını ve arkasında da İran’ın olduğunu söyledi. İran ise bu konuda kendisine yöneltilen suçlamaları reddederek saldırıları Husi örgütünün tamamen kendi imkânlarıyla gerçekleştirdiğini iddia etti.
Bu olayla ilgili olarak en başta gündem konusu olan husus Suudi Arabistan’ın ABD’ye milyarlarca dolar vererek satın aldığı askeri teçhizatın ve hava savunma sistemlerinin böyle bir saldırıyı önlemeye yetmemesiydi. Saldırılar uzun menzilli füzelerle değil SİHA’larla yapılmıştı ve Suudi Arabistan’ın hava savunma sistemi bu araçların ülkenin hayat kaynağı olan petrol tesislerini hedef alabilecek kadar içlerine girmesine ve saldırılarını gerçekleştirmelerine engel olamamıştı.