Batı’nın ifade özgürlüğü yalanı
Danimarka’daki bir ırkçı partinin lideri Rasmus Paludan isimli şahsın İsveç hükümetinin izniyle ve polisinin himayesi altında, 21 Ocak Cumartesi günü Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği...
Danimarka’daki bir ırkçı partinin lideri Rasmus Paludan isimli şahsın İsveç hükümetinin izniyle ve polisinin himayesi altında, 21 Ocak Cumartesi günü Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde dünya nüfusunun dörtte bire yakın bir kısmını oluşturan Müslümanların peygamberiyle alay eden karikatürlerle ve onların kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’i yakarak tüm dünya Müslümanlarına çok iğrenç bir şekilde saldırıda bulunması doğal olarak büyük tepkilere neden oldu.
Bu arada olay hakkında değişik yorumlar yapıldı. Bizim de bu konu üzerinde durma ve yorum yapma hakkımız bulunuyor. Olayı biraz geniş çerçevede ele alabilmek için farklı açılardan tahlil etmeye ihtiyaç var. O yüzden bu haftaki yazılarımızda inşallah bu olayla ilgili tespit ve düşüncelerimizi dile getirmeye, bugünkü yazımızda da olayın düşünce ve ifade özgürlüğüyle ilgili boyutu üzerinde durmaya çalışacağız.
Bilindiği üzere, tepkiler ve eleştiriler karşısında İsveç yönetimi buna izin vermesini ifade özgürlüğüyle izah etmeye çalışmış ve ülkelerinde ifade özgürlüğünün çok geniş olduğu iddiasında...