Düşünce Özgürlüğü ve Hakaret

Düşünmek onurlu bir iştir ve Kur’an-ı Kerim’in pek çok âyetinde insanlar düşünmeye davet edilmişlerdir. “İşte Allah, olur ki düşünürsünüz diye ayetlerini size böyle...

Düşünmek onurlu bir iştir ve Kur’an-ı Kerim’in pek çok âyetinde insanlar düşünmeye davet edilmişlerdir. “İşte Allah, olur ki düşünürsünüz diye ayetlerini size böyle açıklamaktadır.” (Bakara, 2/219) “De ki: “Size bir şeyi öğütlüyorum: Allah için ikişer ikişer ve teker teker durup sonra düşünmenizi.” (Sebe, 34/46) “Kendi nefisleri üzerinde düşünmediler mi? Allah gökleri, yeri ve bunların arasındakileri ancak hak üzere ve belirlenmiş bir süre ile yaratmıştır.” (Rum, 30/8) “Onlar ayakta, otururken, yanları üstüne yatarken Allah’ı anar ve göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler.” (Ali İmran, 3/191)

Kur’an-ı Kerim’de insanı düşünmeye sevk ve teşvik eden bunların dışında daha pek çok âyet bulunmaktadır. Allah insana düşünme özgürlüğü verdiği için onu sorumlu tutmaktadır. Eğer ki düşünme özgürlüğü olmasaydı mükellef olmazdı. Ama düşünmenin amacı doğruya ulaşmak için zihni yormaktır. Bazıları düşünmeden kendilerine başkaları tarafından telkin edilen kanaat ve anlayışları aynen kabul ederler. Bazıları da Allah’ın, insanı hayvanlardan farklı kılan bir kabiliyet olan düşünme ve akıl yürütme gücünü kullanarak neyin doğru neyin yanlış olduğu hakkında güçlü bir kanaat edinmeye, çizgilerini de ona göre belirlemeye çalışırlar. 

İnsan esasta düşünce özgürlüğüne sahiptir. Bu özgürlüğü ona Allah yaratılışta vermiştir. Çünkü birtakım dış etkenlerden dolayı bazen düşündüğünü ifade etmekte zorluk çekse de istediği gibi düşünme konusunda serbesttir. Kimse onu istediği gibi düşünmekten alıkoyamaz. Dolayısıyla toplumsal ortamda tartışılan husus aslında düşünme özgürlüğüyle değil düşündüğünü ifade edebilme özgürlüğüyle ilgilidir. Bunun da belli bir yolunun, yordamının, usûlünün, âdâbının olması gerekir. Bir insanın kendine karşı kullanılmasından rahatsız olduğu bir üslûpla, başkalarına karşı düşüncelerini ifade etmesine izin verilmesini istemesi tutarsızlıktır. Dolayısıyla hakaret düşünce veya düşündüğünü ifade etme özgürlüğüne girmez.

Bir insan ifadeye dökmeden başkalarına hakaret edebilmektedir. Çünkü kalbinden geçenleri, Allah’tan başka kimse bilmiyor ve müdahale edemiyor. Ama bu onurlu iş olarak nitelendirdiğimiz düşünce eylemi kategorisine girmez. Bu düşünmek değil öfkelendiği bir konuda kendi kendini tatmin etmektir. Bazıları bunu açıktan da yapmak ister ve buna da başkalarının izin vermelerini isterler. Ama bunu kimse kabul etmez. 

Fakat ne kadar ilginçtir ki İslam’a karşı savaş açmış olanlar İslâm’ın kutsal değerlerine, peygamberine ve öncü şahsiyetlerine çirkin bir şekilde hakaret etmenin “düşünce özgürlüğü” kategorisine dâhil edilmesini istiyorlar. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Zihinleri işgal edilenler ülkenin tepesine çökerse! 21 Kasım 2024 | 143 Okunma Sudan’daki eşkıyalar siyonist eşkıyalarla yarışta! 16 Kasım 2024 | 278 Okunma Riyad Zirvesi ve bildirilerin gücü! 14 Kasım 2024 | 1.258 Okunma Dünyada değişen dengeler 09 Kasım 2024 | 43 Okunma En kötüden daha kötü ne olabilir? 08 Kasım 2024 | 128 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar