Emperyalizmin Suriye’yi bölme planı
ABD’nin PKK’nın Suriye uzantısı durumundaki PYD’yi silahlandırmasının ve onun militanlarına askerî eğitim vermesinin gerekçesi görünüşte IŞİD’e karşı savaş....
ABD’nin PKK’nın Suriye uzantısı durumundaki PYD’yi silahlandırmasının ve onun militanlarına askerî eğitim vermesinin gerekçesi görünüşte IŞİD’e karşı savaş. IŞİD’in ise oyunun bir parçası olduğu artık bütün açıklığıyla gün yüzüne çıkmıştır. Henüz IŞİD onun rüzgârına kapılan birtakım gençlerin imha edilmesi için değirmen görevi görmeye devam ettiğinden varlığına müsaade ediliyor. Ona ihtiyaç kalmadığında sahadan çekilmesi de fazla zaman almayacaktır. Asıl mesele küresel emperyalizmin bölgenin haritasını yeniden çizmek için oynadığı oyunlardır. Bu oyunlarda şimdilik IŞİD’e de ihtiyaç var ve ABD, bölgede oluşturmak istediği yeni bir uzak karakolun askerî mekanizmasını şekillendirmenin çabaları içindedir.
Direniş güçlerinden aldığı bölgeleri PYD’ye teslim ederek bu örgütün hâkimiyet sahasının genişlemesine yardımcı olan IŞİD’in Suriye’nin kuzeyinde de büyük bir ihanet içinde olduğu ortaya çıkmıştır. Fakat bir yandan PYD’nin hâkimiyet sahasını genişletmesi için önceden bazı bölgeleri direnişçilerden alırken bir yandan da etki alanına aldığı gençlerin imha edilmesi için onları savaşa sürmesi gerekiyor. Yani çok yönlü ve stratejik bir savaş veriliyor.
Emperyalizmin bu oyunda IŞİD’i bir düşman ve hedef olarak göstermesi tamamen taktiktir. Bu örgütün izlediği siyasetin ve sergilediği tavrın İslâmî hareketin imajına her yönden zarar verdiği ortada. Öte yandan savaşı da sanıldığı gibi bölgede İslâmî direnişle savaş halindeki güçlere karşı değil doğrudan İslâmî direnişe karşıdır. Bunu en başta taraftarlarına verdiği mesajlarda görüyoruz. Kendine İslam Devleti adı verdiğinden kurduğu sözde devlete beyat etmeyenleri mürtet sayıyor ve “mürtetlerle savaş kâfirlerle savaştan önce gelir” diyerek mensuplarını direniş güçlerine karşı savaşa sevk ediyor.
Emperyalizm IŞİD’e karşı savaştığını ileri sürerek bölgede hâkimiyet sahasını genişletmesine fırsat verdiği PYD’ye ise güçlü bir askerî mekanizmaya sahip büyük bir kanton oluşturma fırsatı vermek istiyor. Uzun vadede ise bu kantonun devlet haline gelmesi vaadinde bulunuyor olması kuvvetli ihtimaldir.
Küresel emperyalizmin Sudan’a karşı desteklediği Güney Sudan ve Endonezya’ya karşı desteklediği Doğu Timor savaşlarından daha yakın zamanda devletle çıkmış olması ona cesaret verdi ve bu tecrübelerini önemsiyor. O yüzden Türkiye’ye karşı terör eylemlerine devam eden örgütün Suriye kanadını değişik yönlerden desteklemesi de ona cesaret verme amaçlı bir basamak oluşturma çabasıdır.
Bu ihanet çetesinin Suriye’de oluşturduğu kantonlar bölgede yeni bir güç ortaya koyacak ve bölge siyasetini etkileyecek bir devlet kurulması için yeterli değildir. O yüzden IŞİD çetesiyle perde arkasında kurulan işbirliği ile oynanan oyuna bağlı olarak hâkimiyet alanını biraz daha genişletmesine imkân tanınması isteniyor. PKK terörünün Suriye uzantısı durumundaki örgüte açıktan silah verilmesinin gerekçeleri de bu yolla oluşturuldu.
Fakat şunu özellikle belirtelim ki emperyalist ABD’nin ihanet çeteleriyle işbirliğinden yararlanarak çizmek istediği haritada kurdurmak istediği devlet gerçekte bir Kürt devleti değil küresel emperyalizmin çıkarlarının bekçiliğini yapacak uzak karakol olacaktır. Bunun örneğini yakın zamanda Eritre tecrübesiyle gördük.
Emperyalizmin bu kirli oyununda güçlü bir Türkiye istememesinin ve ona karşı yeni bir tehdit unsuru oluşturmak istemesinin ise birinci derecede rolü var. ABD’nin PYD’yi silahlandırmakla ilgili piyasaya sürdüğü yalanlar kimseyi yanıltmamalı. Bu silahlar gerçekte Türkiye’ye karşı tehdit aracı olarak kullanılmak üzere verilen silahlardır.