Filin fareyle dövüşü
Resmî adı Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti olan Kuzey Kore, bazı füze denemelerinin ardından şimdi de ABD’yi füzeyle tehdit ediyor. ABD’ye bağlı özerk bir bölge durumundaki Guam’ın açıklarına füze...
Resmî adı Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti olan Kuzey Kore, bazı füze denemelerinin ardından şimdi de ABD’yi füzeyle tehdit ediyor. ABD’ye bağlı özerk bir bölge durumundaki Guam’ın açıklarına füze fırlatabileceği yönünde açıklamalarda bulundu. Hatta Kuzey Kore Haber Ajansı’nın yayınladığı haberlere göre Pyongyang yönetimi Ağustos ayı içerisinde Guam açıklarına atılacak dört adet orta menzilli füzenin hazır olacağını bildirdi. Haberde hazırlanacak füzelerin fırlatılması planının uygulanması için Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un onayının bekleneceği ifade edildi. Kuzey Kore ordusundan yapılan açıklamada da “Planımızı yapacağız ve Guam’ı vurmak için başkomutanımızın emrini bekleyeceğiz” ifadesine yer verildi.
Guam’da ABD’nin askerî üssü bulunuyor. Kuzey Kore de füzeleri adanın içine düşecek şekilde değil de adanın otuz - kırk km açıklarında denize düşecek şekilde Japonya üzerinden fırlatmayı planladığını söylüyor. Ama bununla aynı zamanda kendisinin füzelerinden kaynaklanan tehlikenin ABD’ye çok yakın durduğu mesajını vermeye çalışıyor.
Böyle bir şey olursa fare fili kuyruğundan ısırmış olacak. Fakat bu ısırma file çok fazla acı verecek. Çünkü sadece onun kuyruğunu değil onurunu da şiddetli bir şekilde ısırmış olacak. O yüzden ABD yönetimi böyle bir şeye sessiz kalmayacaklarını çok sert bir şekilde karşılık vereceklerini ifade etmeye çalıştı.
ABD Başkanı Donald Trump, Kuzey Kore’nin açıklamalarına ve tehditlerine karşı çok sert bir dil kullandı. Trump, Kuzey Kore’nin aşırılığı karşısında sessiz kalmayacaklarını kendisine ateşle ve öfkeyle cevap vereceklerini ifade etti. Trump Pyongyang yönetimine, daha önce hiçbir devletin düşmediği bir vartaya sürüklenmemesi için dikkatli hareket etmesi gerektiğini hatırlattı.
Kuzey Kore, Trump’ın açıklamalarını saçma bulduğunu ve ABD’nin sadece kuvvet dilinden anladığını söyledi. Bir bakıma ABD’nin anladığı dilin malzemesinin kendisinde mevcut olduğunu söylemeye çalıştı.