İhanet çetesi âlimlerden rahatsız
ABD Başkanı Trump’ın ve işgalci siyonistlerin otur demesiyle oturan kalk demesiyle kalkan diktatörler çetesinin Katar’ın tutumuyla ilgili rahatsız oldukları bir husus da Gazze’ye yaptığı yardımlardır....
ABD Başkanı Trump’ın ve işgalci siyonistlerin otur demesiyle oturan kalk demesiyle kalkan diktatörler çetesinin Katar’ın tutumuyla ilgili rahatsız oldukları bir husus da Gazze’ye yaptığı yardımlardır. Siyonist işgal rejimi Gazze’yi 2006 yılından beri yani on bir yıldır abluka ve ambargo altında tutuyor. Ancak bu abluka ve ambargonun uygulanması Arap dünyasındaki ihanet çetesinin yardım ve destekleriyle, kapı bekçiliği görevini yürütmeleriyle mümkün olmaktadır. Fakat Katar bu konuda onların izinden gitmedi. Gazze’ye fırsat buldukça yardımcı olmaya çalıştı. Hatta işgal rejiminin saldırılarında yıkılan evlerin yerine yenilerini inşa etmek amacıyla siteler kurdu. Bu ülkedeki insanî yardım kuruluşları Gazze’de mağdur edilenlere ellerini uzatabilmek için muhtelif yollar ve imkânlar bulmaya çalıştılar. Onun bu tutumu Sisi cuntasını ve ona arka çıkan Suudi Arabistan’daki ihanet yönetimini rahatsız etti. Şimdi bu yardımların tamamen kesilmesini ve Gazze’ye yardım götüren insani yardım kuruluşlarının cezalandırılmasını hatta tamamen kapatılmasını istiyorlar. Bu konuda sergiledikleri tutum da onların Katar’a karşı başlattıkları ekonomik ve diplomatik savaşın gerçekte siyonist katillerin hesabına olduğunu belgelemektedir.
Diktatörler çetesini rahatsız eden önemli bir husus da Uluslararası Müslüman Âlimler Birliği’nin genel merkezinin Katar’da olması ve buradan yönetilen çalışmalar yürütmesidir. Arap dünyasındaki dikta yönetimlerinin istediği ilim adamlarının aynen medya organları gibi kendilerinin yalakacısı olmalarıdır. O yüzden ülkelerinde biraz olsun muhalif ses çıkarmaya kalkışanları hemen hapislere tıkamaktan çekinmemişlerdir. Fakat merkezi Katar’da olan Uluslararası Müslüman Âlimler Birliği herhangi bir devlet yönetimine bağımlı değildir ve serbest çalışma yapmaktadır. Diktatörler ilim adamlarının bu şekilde teşkilatlanmasından ciddi şekilde rahatsız olmaktadırlar. Çünkü halkın gücünden korkuyorlar ve devlet yönetimlerinden bağımsız olarak teşkilatlanan âlimlerin halkı yönlendirebileceklerinden endişe ediyorlar. Zaten özgür düşünen ilim adamlarına çalışma fırsatı vermek istememelerinin sebebi de budur. Fakat Katar onlara bu fırsatı verdi. Üstelik orada kurulan ittifak sadece Katar’a mahsus olmadı dünya çapında öne çıkan ilim adamlarını bir araya getirmek, birlikte hareket etmelerini sağlamak ve aralarında bağ kurmalarına öncülük etmek için çalıştı. Bütün bu çalışmalar da Arap dünyasındaki diktatörler çetesini rahatsız etti. Çünkü âlimlerin ittifakının, bağımsız hareket etmelerinin ve düşüncelerini özgürce ifade edebilmelerinin kendi saltanatlarını sarsacak toplumsal hareketlenmelere sebep olabileceğinden korkuyorlar.
İhanet çetesinin yayınladığı listede de Gazze’ye yardım eden insanî yardım kuruluşlarının ve özellikle İslâm dünyasında etkili birtakım ilim adamlarının yer alması bu açıdan dikkat çekicidir. İhanet çetesinin listesine alınan ilim adamları arasında Yusuf El-Karadavi’nin ismi de özellikle dikkat çekicidir. Karadavi kitapları çok farklı dillere çevrilmiş etkili bir ilim adamıdır. Aynı zamanda Uluslararası Müslüman Âlimler Birliği’nin de genel başkanıdır. Şu ana kadar onun terörle veya terör örgütleriyle herhangi bir bağ kurduğuna dair bir belge ortaya konulamaz. Bütün İslâm dünyasında ilim çevresinin saygı duyduğu bir şahsiyettir. Fakat ihanet çetesi onun ismini “terör listesi”ne alabiliyor ve 91 yaşına gelmiş bu büyük ilim adamının Katar’dan çıkarılmasını isteyebiliyor. İhanet çetesi bu tutumuyla gerçekte kendisinin teröre hizmet ettiğini ispat etmiştir. En başta da siyonist teröre hizmet ettiğini.
İhanet çetesinin bu tutumu karşısında ilim adamlarına büyük görev düşüyor. İlmin onuru olan şahsiyetlere böyle çirkin ithamlarda bulunulmasına ve onlara karşı iğrenç bir savaş başlatılmasına karşı sessiz kalmamaları gerekir.