İhvan’ın doksanıncı yılı
1 Nisan 2018 Pazar günü Fatih’te Ali Emiri Kültür Merkezi’nde Müslüman Kardeşler’in kuruluşunun doksanıncı yıl dönümü münasebetiyle bir kutlama programı gerçekleştirildi. Programda...
1 Nisan 2018 Pazar günü Fatih’te Ali Emiri Kültür Merkezi’nde Müslüman Kardeşler’in kuruluşunun doksanıncı yıl dönümü münasebetiyle bir kutlama programı gerçekleştirildi. Programda İslam dünyasının değişik ülkelerinden önemli şahsiyetler yer aldı. Gündüz gerçekleştirilen ve Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlatılan program daha çok konuşma ağırlıklıydı. Bunun yanı sıra çocukların ve gençlerin okuduğu bazı şiirler de yer aldı. Sanat ağırlıklı program akşam gerçekleştirildi, ancak benim akşamki programa katılma imkânım olmadı.
Ümmetin birliğini temsil eden hilafet müessesesinin ortadan kaldırılmasından, Müslümanların ulusal kimliklere göre parçalanmasından ve İslam ülkeleri olarak tanımlanan ülkelerin de İslâmî yapıdan uzaklaşmasından sonra Müslümanların yeniden İslâmî kimliklerine ve değerlerine kavuşmaları için başlatılan bir kitlesel hareket olan Müslüman Kardeşler, 1928’de o zaman henüz 22 yaşında olan Hasan El-Benna’nın öncülüğünde Mısır’da oluşturulmuştu. Hareketin lideri ve önderi olması hasebiyle imam olarak anılan Hasan El-Benna, Türkçede bilinen anlamıyla bir imam değil öğretmendi.
Arapçada “imam” lider, önder anlamlarına gelir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “Hani, Rabbi İbrahim’i bazı sözlerle imtihan etmişti de o da onların gereğini tam olarak yerine getirmişti. Rabbi ona: “Ben seni insanlara imam (önder) kılacağım” dedi. O: “Soyumdan da!” dedi. Rabbi de: “Benim ahdim (sözüm) zalimlere erişmez” dedi.” (Bakara, 2/124)
Bu yüzden namazda insanların önüne geçen kişiye de imam denilmektedir.
Müslüman Kardeşler hareketinin kurucusu ve ilk lideri Hasan El-Benna da önder vasfından dolayı imam olarak nitelendirilmiştir.
Onun kurduğu hareket yerel veya bölgesel bir hareket değildi. Bütün İslâm âlemine yayılmayı ve tüm Müslümanları bilinçlendirmeyi, böylece ümmetin tek bir çatı altında bir araya gelmesi ve İslâmî değerleri ihya etmesi için çalışmayı hedefliyordu. Bu özelliğinden dolayı sadece Mısır’a veya Arap dünyasına özgü bir hareket olarak kalmadı, bütün İslâm dünyasına yayıldı. Şu an yetmişten fazla ülkede teşkilat olarak çalışmasının olduğu bilinmektedir.