İki dava adamının ardından
Çarşamba günü çok değerli ilim ve dava adamı Abdülmetin Balkanlıoğlu’nun vefatı haberiyle sarsıldık. O gerçekten önemli bir ilim ve dava adamıydı. Onunla yıllardan beri tanışıyor ve...
Çarşamba günü çok değerli ilim ve dava adamı Abdülmetin Balkanlıoğlu’nun vefatı haberiyle sarsıldık. O gerçekten önemli bir ilim ve dava adamıydı. Onunla yıllardan beri tanışıyor ve kendisini gerçekten çok seviyordum. Çünkü o kendini sevdiren bir insandı. Mütevazi, cana yakın, sıcakkanlı ve heyecanlı kişiliğiyle sevilen, önemsenen ve değer verilen bir insandı.
Muhterem Balkanlıoğlu ile çok değişik vesilelerle bir araya geldim, sohbet ettim. Bir keresinde Şam’da Emevi Camisi’nde karşılaştık. Onu orada görünce çok özlediğim bir dostumu hiç beklemediğim bir yerde görmüş gibi kendimi mutlu hissettim. Camide biraz sohbet ettik. Çok tatlı bir sohbet olmuştu. Bu istisnaî bir görüşme ve tadı damağımda kalmış farklı bir buluşma olduğu için özellikle zikrediyorum. Yoksa Abdülmetin hocayla ben Türkiye’de de birçok kez görüştüm ve tatlı sohbetinden istifade ettim. Son dönemde de Eyüp Buluşmaları Platformu vesilesiyle Siyer Vakfı’nda düzenlenen buluşmalarda görüşüp sohbet ediyorduk. Sürekli tebessüm eden sevimli yüzünü görmek bile insanı mutlu ediyordu.
Abdülmetin hoca dünya Müslümanlarının dertlerini kendine dert edinen, bütün Müslümanların davalarıyla ilgilenen, sohbetlerinde gündeme getiren hassas bir insandı. Müslümanların dertleriyle dertlenen bir nesil yetiştirilmesi için çalışıyordu. Bu amaç için yapılan çalışmalara elinden geldiği kadar katkıda bulunuyordu.
Onun ilmi bir hareket ilmiydi. Öğrendiklerini bilgi arşivine eklemek için değil hayata taşımak için çalışıyordu. Bu yüzden sohbetlerinde de gençleri öğrendikleriyle amel etmeye teşvik ediyordu. Çocuklarla birlikte çocuk, gençlerle birlikte genç, yaşlılarla birlikte yaşlı olmayı beceriyordu. O yüzden onunun yaşını tam olarak kestirmek mümkün olmuyordu, ama heyecanlı ve hareketli yapısından dolayı kendini sürekli genç gösteriyordu.
Yüce Allah kendisine rahmet eylesin, mekânını cennet eylesin ve bize onunla cennette karşılaşmayı, görüşmeyi, sohbet etmeyi nasip etsin. Onun sevimli yüzünü hiç unutmayacağız ve kendisini çok özleyeceğiz.