İşgalcinin seçim yatırımı kan -2
İşgal rejiminin Gazze’yi hedef alan üç günlük saldırısının ardından Mısır’ın devreye girmesiyle sağlanan ateşkeste ortaya çıkan duruma binaen, Türkiye’de çok olmadıysa...
İşgal rejiminin Gazze’yi hedef alan üç günlük saldırısının ardından Mısır’ın devreye girmesiyle sağlanan ateşkeste ortaya çıkan duruma binaen, Türkiye’de çok olmadıysa da Arap sosyal medyasında Filistin direnişine bazı sert eleştiriler yöneltildiğine şahit olduk. Bunun gerekçesi işgal güçlerinin Filistin tarafına yine büyük zarar vermesine rağmen işgal rejiminin fazla yara almadan dosyayı kapatması, dolayısıyla kendi kamuoyunun karşısına “zafer kazanmış” edasıyla çıkabildiği, direnişin ise fiiliyatta bir karşılığı olmayan göstermelik şartlarla ateşkese razı olmak zorunda kaldığı iddiasıydı.
Bu konuda direnişe yöneltilen eleştiriler tamamen haksızdı. Çünkü bundan önceki yazımızda da ifade ettiğimiz üzere, gerginliğe sebep olan da saldırıyı başlatan da işgal rejimiydi ve işgalci bu saldırıyı düzenlemeyi zaten planlamıştı. Yani karşınızda hiçbir sebep olmasa da saldırmaya niyetli bir düşman var ve bu düşman hiçbir ahlâkî değer, hukuki ölçü tanımıyor. Hedefinde sadece mümkün olduğu kadar çok zarar vermek var.
Peki, böyle bir düşmanın saldırısı karşısında direniş...