Kerkük’ün el değiştirmesi

Kerkük, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY)’nin başkenti olan Erbil’in 83 km güneyinde Süleymaniye şehrinin ise batısındadır. IKBY oluşturulduğunda bu şehir önce Bağdat yönetimine...

Kerkük, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY)’nin başkenti olan Erbil’in 83 km güneyinde Süleymaniye şehrinin ise batısındadır. IKBY oluşturulduğunda bu şehir önce Bağdat yönetimine bağlıydı. Daha sonra el değiştirdi ve Kürt Bölgesel Yönetimi’nin kontrolüne geçti. 

Kerkük iki yönüyle öne çıkmaktadır. Birincisi demografik yapısından dolayı sürekli hedef olması. Normalde burası Türkmenlerin yoğun olduğu bir bölgedir. Ancak Türkmenlere uygulanan baskılardan dolayı birçokları göçe zorlandı. Bir dönem Arap nüfus arttı. Sonra Kürt Bölgesel Yönetimi’nin kontrolüne geçmesinin ardından da demografik yapı yine kısmen değişti ve Kürt nüfus arttı. İkinci önemli özelliği ise zengin petrol yataklarına ve rafineriye sahip olmasıdır. Bu zengin kaynaklarına sahip olunması için de siyasi hesapların hedefi olmaktadır. 

IKBY’nin bağımsızlık referandumu yapması sınırlarla ilgili tartışmayı da beraberinde getirdi. Bu tartışmanın en önemli konularından biri de Kerkük’ün konumuydu. Erbil yönetimi referandumda Kerkük’te de sandıklar kurdu ve bu bölgede de insanların tercihlerini yapmalarını istedi. Bu uygulama referandum sonrasında bağımsızlık ilan edilmesi durumunda Kerkük’ün kurulacak Kürt devleti tarafında sayılacağı anlamına geliyordu. Ancak bu uygulama Bağdat yönetiminin tepkisine neden oldu ve IKBY’nin Kerkük’ten çekilmesini istedi. Barzani bu isteğe karşı durdu ve Kerkük’ten çekilmeyeceğini bildirdi. Fakat askerî operasyon karşısında bölgeye yerleştirilmiş Peşmerge güçlerinin herhangi bir direniş göstermemeleri üzerine şehir çok hızlı bir şekilde Bağdat yönetiminin gönderdiği askerlerin ve Haşdi Şa’bi militanlarının kontrolüne geçti. 

Peşmerge güçlerinin böyle direnişsiz bir şekilde şehri teslim etmelerinde yakın zamanda hayatını kaybeden Celal Talabani tarafından kurulmuş olan Kürdistan Yurtsever Birliği liderlerinin tutumunun etkili olduğu yorumları yapıldı. KYB liderleri bu konuda kendilerine yöneltilen suçlamaları kabul etmediler, ancak görünen durum onların siyasi tutumlarının ve kararlarının etkili olduğunu ortaya koyuyor. 

Bunun üzerine Kerkük yeniden el değiştirdi ve IŞİD’in bir Şii versiyonu olan Haşdi Şa’bi’nin silahlarının gölgesinde Bağdat yönetimine geçmiş oldu. 

Türkiye’de Barzani’nin 25 Eylül tarihinde gerçekleştirdiği referanduma tepkili olanların Kerkük’ün onun elinden alınmasına da sevinmeleri dikkat çekti. Ancak unutmamak gerekir ki Haşdi Şa’bi hareketi en az IŞİD kadar tehlikelidir ve Musul’da kontrolün bu örgütün eline geçmesi aşamasında ve sonrasında halk ciddi sıkıntılar yaşadı. Ayrıca Kerkük’te siyasi hakimiyetin el değiştirmesiyle birinci derecede kazanan taraf İran’dır. Bağdat hükümeti İran’ın bir uzaktan kumandalı hükümeti haline gelmiş durumdadır. İran’ın Irak’ta kazıklarını sağlamlaştırmasının Türkiye’nin bölgeyle ilgili çıkarlarının lehine olacağını düşünmek çok safdilce bir yaklaşım olur. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Zihinleri işgal edilenler ülkenin tepesine çökerse! 21 Kasım 2024 | 143 Okunma Sudan’daki eşkıyalar siyonist eşkıyalarla yarışta! 16 Kasım 2024 | 278 Okunma Riyad Zirvesi ve bildirilerin gücü! 14 Kasım 2024 | 1.258 Okunma Dünyada değişen dengeler 09 Kasım 2024 | 43 Okunma En kötüden daha kötü ne olabilir? 08 Kasım 2024 | 128 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar