Körfez’de savaş çanları

Şimdi de ABD tarihinin belki en deli, en kabadayı ve en fazla saldırgan görüşleriyle öne çıkan başkanı Donald Trump, İran’a karşı savaş tehditlerinde bulunuyor. Evet, bu ABD’nin İran’a...

Şimdi de ABD tarihinin belki en deli, en kabadayı ve en fazla saldırgan görüşleriyle öne çıkan başkanı Donald Trump, İran’a karşı savaş tehditlerinde bulunuyor. 

Evet, bu ABD’nin İran’a yönelik savaş tehditlerinin ilki değil. Bundan önce de birçok kez tam savaşın kenarına gelinmiş gibi bir hava oluşturuldu. Ama bunların hiçbirinden savaş çıkmadı. 

Bütün bu tecrübeler ABD’nin bu seferki tehditlerinin de sadece psikolojik savaş olduğunu, ucunda gerçek anlamda bir savaş tehdidi olmadığını söylememiz için yeterli midir? Elbette değildir. Bundan önce gerçekten tehlikeli adımlar atan ve çok sert açıklamalarda bulunmaktan çekinmeyen Trump’ın İran’a karşı tehditlerini fiili bir savaşa dönüştürmeyeceğinden emin olamayız denilebilir. Ama önümüzde, ABD’nin İran’a yönelik şimdiye kadarki saldırı tehditlerinin hepsinin fos çıktığı gerçeğinden başka realiteler de var. 

Trump’ın kararıyla ABD’nin, nükleer teknolojinin kullanılması konusunda İran’la yapılan anlaşmadan çekilmesi ve bu ülkeye yeniden ambargo uygulamasıyla birlikte İran da kendi petrollerinin satılmaması durumunda Basra Körfezi çevresindeki diğer ülkelerin petrollerinin satılmasının da çok zor olacağına dair tehditlerde bulunmuştu. Yorumlarda bu tür açıklamaların amacının İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma veya bu boğazın kullanılmasını zorlaştırma yönünde tehdit olduğu dile getirildi. Tabii İran’ın bazı yöneticileri de bunu biraz açık bir dille söyleyerek İran petrolünün satılamaması durumunda Hürmüz Boğazı’nın kullanılmasının engellenebileceğini ifade ettiler. 

Bu tehditlerin gündeme geldiği sırada Özel FM’de yayınlanan Dünya Döndükçe isimli programımızda, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma imkânının olmadığını ancak Yemen’deki Husi örgütü vasıtasıyla bu boğazı riskli hale getirebileceğini ve bölge ülkelerinin petrol ticaretlerini zorlaştırma yoluna gidebileceğini dile getirmiştik. Bu tahminimiz doğru çıktı. Geçtiğimiz günlerde Husi örgütüne ait insansız hava araçları Suudi Arabistan’ın bazı petrol tesislerini bombaladılar. Ondan önce de Birleşik Arap Emirlikleri’nin Fuceyre limanının önünde dört ticari gemiye yönelik saldırı düzenlendi. Bu saldırıyı üstlenen olmadı ve kimin gerçekleştirdiğine dair net bir bilgi ortaya konamadı ama arkasında İran’ın olabileceğine dair şüpheler var. Bu iki olay İran’ın kendisine ambargo uygulanması durumunda bölgede ticareti ve özellikle petrol üretimini ve satışını riskli hale getirmek için irtibatlı olduğu örgütlerin tehdit gücünden yararlanmasının ihtimal dahilinde olduğunu gösterdi. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Emperyalizmin haklara ve çocuklara bakışı 22 Kasım 2024 | 49 Okunma Zihinleri işgal edilenler ülkenin tepesine çökerse! 21 Kasım 2024 | 144 Okunma Sudan’daki eşkıyalar siyonist eşkıyalarla yarışta! 16 Kasım 2024 | 278 Okunma Riyad Zirvesi ve bildirilerin gücü! 14 Kasım 2024 | 1.258 Okunma Dünyada değişen dengeler 09 Kasım 2024 | 43 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar