Mescidi Aksa için kampanya
Mescidi Aksa’nın içinde bulunduğu Doğu Kudüs bölümünün siyonist işgal güçleri tarafından işgal edilmesinden sonra bu kutsal mabedin ortadan kaldırılması için işgalciler tarafından...
Mescidi Aksa’nın içinde bulunduğu Doğu Kudüs bölümünün siyonist işgal güçleri tarafından işgal edilmesinden sonra bu kutsal mabedin ortadan kaldırılması için işgalciler tarafından çeşitli saldırılar gerçekleştirildi. Bunların en önemlileriden biri de Doğu Kudüs’ün işgal edilmesinden hemen iki yıl sonra 21 Ağustos 1969 tarihinde Mescidi Aksa külliyesinin, Denis Michael Ruhan adlı bir aşırı siyonist tarafından yakılmaya teşebbüs edilmesi olayıdır. Bu sabotajda işgal yönetiminin de Filistinlilerin yangını söndürme girişimlerini engellemesi, çevredeki Filistin belediyelerinin itfaiyelerinin ulaşmasını engellemeye çalışması, yangını söndürmek için çaba sarf edenlere engel olması işin gerçeğinde sabotajın sadece adı geçen şahıs tarafından değil İsrail işgal yönetiminin de bilgisi dahilinde ve onun onayıyla gerçekleştirildiğini gösteriyordu.
İşgal güçlerinin bütün engellemelerine rağmen Filistinliler o zaman hızlı bir şekilde yangına müdahale ederek söndürmeyi başardılar. Ancak söz konusu engellemelerin neden olduğu gecikme Kıble Mescidi olarak adlandırılan ve genellikle Mescidi Aksa diye tanımlanan ana binanın büyük zarar görmesine, içindeki birçok tarihi eserin yanıp kül olmasına neden oldu. O zaman burada yanan tarihi eserlerden biri de Nureddin Zengi’nin kendi eliyle yaptığı işlemeli ahşap minberdi. Nureddin Zengi’nin bunu Salahuddin Eyyubi’ye emanet ettiği ve Kudüs’ü fethetmesi durumunda bu minberi Mescidi Aksa’ya yerleştirmesini istediği tarihi kaynaklarda geçmektedir. Son derece güzel bir sanat eseri olan bu minberle birlikte çok sayıda tarihi halı ve işlemeli kapılar ve pencereler ve daha birçok parça yanmıştır.
Uluslararası Kudüs Müessesesi, Mescidi Aksa’nın şu an karşı karşıya olduğu durumu da göz önünde bulundurarak burayı yakma teşebbüsünün yıldönümü münasebetiyle bu kutsal mabede sahip çıkılması, siyonistlerin burayı bir yahudi mabedine dönüştürmelerine fırsat verilmemesi için bir kampanya başlattı. Bu kampanya süresince siyonist işgalin Doğu Kudüs’ü işgal etmesinden sonra Mescidi Aksa’nın maruz kaldığı muameleler ve şu an karşı karşıya bulunduğu tehlikeler hakkında dünya Müslümanlarına bilgi verilmeye çalışılacak. Bizim de bu kampanyaya katkıda bulunmamızı talep ettiler ve ben de sizleri bu konuda bilgilendirmek istedim.
Bilindiği üzere Mescidi Aksa, Kurban bayramının birinci gününde işgalci siyonistlerin geniş çaplı bir baskınlarına maruz kaldı. Ben bu baskın planından arefe günü yayınlanan “Bayramda Mescidi Aksa’ya yönelen tehlike” başlıklı yazıda söz etmiştim ve Kurban bayramının Mescidi Aksa’da gergin ve sıkıntılı geçeceğine dikkat çekmiştim.
Siyonist işgalciler söz konusu baskını, Siyon Mabedi’nin Babilliler tarafından ilk yıkılışının yıldönümüne tekabül ettiği iddiasıyla, “oruç ve yas günü” olarak niteledikleri gün münasebetiyle yaptıklarını söylediler. Ancak asıl amaç Mescidi Aksa’nın yahudilerle Müslümanlar arasında paylaştırılması planının hayata geçirilmesi için şartların oluşturulmasıdır. Bunun için de yahudilerin bu mescid üzerinde hak iddia ettiklerini ve onların istediklerini vermek gerektiğini söyleyecekler. Daha doğrusu bunu 2013’te Mescidi Aksa’yı yahudilerle Müslümanlar arasında paylaştırma planını uygulamaya geçirmek için bir yasa tasarısı hazırlayıp işgal rejiminin parlamentosu durumundaki Knesset’in gündemine almakla söylemeye başladılar. Ama Müslümanlardan gelen tepkiler üzerine söz konusu yasa tasarısını çıkaramadılar. Şimdi daha yoğun olarak söyleyip bu yasa tasarısını yasalaştırmaya çalışıyorlar. Onların bu oyunlarının bozulması için Mescidi Aksa’ya sahip çıkma çabalarına destek verilmesi, bu davayı bütün İslam ümmetinin sahiplenmesi gerekir.