Mızrak çuvala sığmayacak

Suudi Arabistan Konsolosluğu, Cemal Kaşıkçı’nın 2 Ekim Salı günü birtakım resmî işlemler için gelmesinden kısa bir süre sonra dışarı çıktığını iddia ederek...

Suudi Arabistan Konsolosluğu, Cemal Kaşıkçı’nın 2 Ekim Salı günü birtakım resmî işlemler için gelmesinden kısa bir süre sonra dışarı çıktığını iddia ederek olayı kapatabileceğini yani mızrağı çuvala sığdırabileceğini umuyordu. Ama zihinlerde tereddüt oluşturan çok önemli soru işaretleri var. Olayın derinlemesine araştırılmasıyla birlikte çok önemli şüpheler daha ortaya çıkacak ve Kaşıkçı’nın konsolosluğa girdikten sonra bir daha çıkmamasının onun tasfiye planından kaynaklandığı netlik kazanacaktır. 

İlginç bir tespitle başlayalım. Twitterde Suudi Arabistan rejiminin kabadayılığını yapanlardan Suud El-Kahtani bundan yaklaşık bir yıl önce Kabe’nin örtüsünün altında yakalansalar bile öldürülmeleri gerekenler diye bir “hainler listesi” yayınlıyor. Bu listede Cemal Kaşıkçı da var. Cemal Kaşıkçı’nın bütün suçu ise Suudi Arabistan’daki dikta rejimini eleştiren yazılar yazması ve açıklamalar yapması. 

Kaşıkçı yeni bir evlilik gerçekleştirmek için eski eşinden boşandığına dair resmi belgeler almak amacıyla Suudi Arabistan’ın Vaşington büyükelçiliğine gidiyor. Ama Vaşington Büyükelçiliği ona Türkiye’ye gitmesi gerektiğini söylüyor. Oysa istediği belgelerin Vaşington Büyükelçiliği’nden de verilmesi mümkün. Çünkü istenen belgeler eski eşinden boşandığına dair belgeler. Türkiye’ye gitmesini gerektiren bir sebep yok. Ama belli ki Vaşington Büyükelçiliği, planlanan tasfiye işleminin Amerika’da gerçekleştirilmesinin daha sorunlu olacağını düşündüğünden onu bir tuzağa doğru itiyor. 

Ama Kaşıkçı kendisi için hazırlanan tuzağın farkında olmadığı için Türkiye’ye geliyor ve Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na müracaatta bulunuyor. İlk müracaatında kendisine sadece randevu veriliyor. Çünkü tasfiye işleminin profesyonelce yapılması için bir ekibe yani suikast timine ihtiyaçları var. 

Randevu tarih ve saatinde Kaşıkçı nişanlısıyla birlikte konsolosluğa gidiyor. Cep telefonuyla birlikte girmesine müsaade edilmiyor. Çünkü cihaz yanında olsa onun yerinin tespit edilmesi mümkün olacak. O da cihazını nişanlısına bırakarak içeri giriyor. Nişanlısı da üç saate yakın dışarıda onu bekliyor. Ama bu süre içinde çıkmıyor. Çıkmış olsa gerek evrakları alıp almadığına dair bilgi vermek ve gerekse nişanlısına bıraktığı cep telefonunu almak için en önce nişanlısının yanına gitmiş olması gerekir. Bu gerçekleşmiyor. Bu konuda konsolosluğun giriş kapısını gören kameraların kayıtları da nişanlısının verdiği bilgileri teyit ediyor. Çünkü çıktığını ortaya koyan hiçbir görüntü yok. 

İçerideki kameralar Kaşıkçı’nın girdiği saatte çalışmıyor. Ayrıca Türk görevlilere diplomatik bir toplantı olacağı gerekçesiyle o saatlerde izin veriliyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Zihinleri işgal edilenler ülkenin tepesine çökerse! 21 Kasım 2024 | 143 Okunma Sudan’daki eşkıyalar siyonist eşkıyalarla yarışta! 16 Kasım 2024 | 278 Okunma Riyad Zirvesi ve bildirilerin gücü! 14 Kasım 2024 | 1.258 Okunma Dünyada değişen dengeler 09 Kasım 2024 | 43 Okunma En kötüden daha kötü ne olabilir? 08 Kasım 2024 | 128 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar