Netanyahu yine azdı

İşgal rejiminin başbakanı Benyamin Netanyahu’nun erken genel seçimleri tekrar etmesine ve siyonist kitlenin desteğini almak amacıyla Batı Yaka’yı İsrail’e ilhak edeceğine, bu bölgede yeni yahudi yerleşim...

İşgal rejiminin başbakanı Benyamin Netanyahu’nun erken genel seçimleri tekrar etmesine ve siyonist kitlenin desteğini almak amacıyla Batı Yaka’yı İsrail’e ilhak edeceğine, bu bölgede yeni yahudi yerleşim merkezleri inşa edeceğine dair vaatlerde bulunmasına rağmen beklediği desteği alamadı. O yüzden işgal devletinin parlamentosu durumundaki Knesset’te, anlaşabileceği partileri bir araya getirmek suretiyle bile bir koalisyon hükümeti oluşturmaya yetecek sayıda sandalye kazanamadı. Bu durum işgal rejiminde yeniden bir hükümet krizi sorununun yaşanabileceği yönünde yorumlara neden oldu.

İşgal rejimi de bilindiği üzere kendi içinde bir sıkıntı, kriz yaşadığı zaman onu dışarıya taşımak için hemen Filistinlilere yönelik saldırılar düzenliyor; cinayetler işliyor. Aslında Filistin direnişinin savunma gücünün artık geçmiştekinden daha iyi düzeyde olması sebebiyle bu saldırıların işgal rejimine de basite alınamayacak bir maliyeti oluyor. Ama buna rağmen işgal rejimi, Filistinlileri hedef alan saldırı politikasını aynı zamanda bir strateji haline getirdiğinden ve onlara yönelik tehdit politikasının tümüyle çökmesini istemediğinden, sonuçlarını da göze alarak Filistinlilere yönelik saldırılarını ve Filistin direnişinin bazı ileri gelenlerini hedef alan cinayetlerini tekrar ediyor. 

Tabii işgal rejiminin bu cesareti göstermesinde Arap dünyasıyla ilişkilerini geliştirmesinin, Arap dünyasındaki bazı ihanet rejimlerinin kendisiyle ilişkileri normalleştirmek için aralarında adeta yarışa girmiş olmalarının da önemli etkisi var. İşgal devletinin başbakanı Netanyahu’nun son günlerde bazı Arap ülkeleriyle çok iyi ilişkilerinin olduğunu sıkça tekrar etmesi de bu açıdan düşündürücüdür. Arap dünyasındaki ihanet rejimleri Filistinlilerin normal insanî yardımlardan bile yoksun kalmalarına neden olmak için Filistin’e yardım kapılarını kapatırken işgalci siyonistlerle ilişkilerini normalleştirmek amacıyla yoğun çaba harcıyorlar. Bu çabalarda, elindeki maddi imkanları değerlendirerek Arap dünyasının lideri olmayı hedefleyen Suudi Arabistan’ın da başı çektiği biliniyor. Suudi Arabistan yönetimi ülkesinden Filistin’e yardım edilmesinin bütün yollarını kapattığı gibi ülkesinde çalışan birçok Filistinliyi de tamamen siyasi sebeplerle veya hiçbir gerekçeye dayanmaksızın hapiste tutuyor. 

Arap dünyasındaki ihanet rejimlerinin desteklerinden cesaret alan siyonist işgal yönetimi 12 Kasım Salı sabahı, Filistin İslami Cihad Hareketi’nin iki önemli liderine yönelik saldırı düzenledi. Bunlardan biri Gazze’de diğeri Şam’da ikamet ediyordu. Gazze’de hareketin askeri kanadı durumundaki Kudüs Müfrezeleri (Seraya’l-Kuds) Askeri Konseyi üyelerinden ve hareketin önemli askeri komutanlarından 42 yaşındaki Baha Ebu’l-Ata eşiyle birlikte şehit edildi. Saldırıda bu ikisinin dışında bir kişi daha şehit oldu ve birçok kişi de yaralandı. 

Siyonist işgalci bir diğer saldırıda da İslami Cihad’ın Siyasi Birim üyesi Ekrem El-Acuri’nin Şam’daki evini hedef aldı. Bu saldırıda da El-Acuri’nin oğluyla eşi şehit oldu. Bu saldırıda ayrıca altı kişi yaralandı. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Zihinleri işgal edilenler ülkenin tepesine çökerse! 21 Kasım 2024 | 140 Okunma Sudan’daki eşkıyalar siyonist eşkıyalarla yarışta! 16 Kasım 2024 | 278 Okunma Riyad Zirvesi ve bildirilerin gücü! 14 Kasım 2024 | 1.258 Okunma Dünyada değişen dengeler 09 Kasım 2024 | 43 Okunma En kötüden daha kötü ne olabilir? 08 Kasım 2024 | 128 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar